TMMOB
Makina Mühendisleri Odası
IX. Otomotiv ve Yan
Sanayii Sempozyumu
27-28 Mayıs 2005
Doç.
Dr. Mehmet Asatekin
asatekin@arch.metu.edu.tr
ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü, Ankara
Özet
Styling,
yani endüstriyel tasarım, otomotiv endüstrisinde önemli bir
artı değer olarak kabul edilmektedir. Bu artı değer öncelikle
pazarlama sürecinde, bir görsel anlamlılık / görsel çekicilik
aracı olarak değerlendirilir. Oysa tasarım disiplini görsellikten
öte değerleri de sentez sürecine alan, geniş bir kriterler
yelpazesinde çalışan bir disiplindir. Aracın genel görselliğinin
farklı kaynaklardan empoze edildiği Türk otomotiv sanayii
ve yan sanayiinde iç pazara ya da iç veya dış niş pazarlara
yönelik özgün tasarımların önemli olduğu kanısı ile bu bildiride
endüstriyel tasarım genelinin otomotiv sanayiine getirebileceği
görsel artı değerlerden öte değerler örneklenecektir.
Anahtar
sözcükler: Otomotiv tasarımı, endüstriyel tasarım, ergonomi,
kullanılabilirlik
1.
GİRİŞ
Otomobiller,
yaşam biçimlerinin daha iyileşmiş bir düzeyi için önemli bir
mühendislik katkısı ve teknolojik bir yenilik olarak ortaya
çıkmışlardır. Otomobilin karmaşık bir sistem olarak teknolojik
çözümlemesi uzun bir süre ve farklı kişilerin teknik etkinlikleri
sonucu mümkün olmuştur. İlk örneklerinde tamanen bir atsız
at arabasına benzeyen otomobiller zamanla kendilerine has
bir görünüme kavuşmuşlardır. Bu temel yani karakteristik imaj
aradan geçen yıllara ve birçok teknolojik yeniliğe rağmen
bugün de devam etmektedir.
Ancak,
bu karakteristik imajın arkasında, endüstriyel tasarım açısından,
çok etken bir gelişim çizgisi de yatar. Otomobilin gerek bir
teknolojik varlık gerekse de bir sosyal fenomen olarak gelişmesinde
sayısız katkıları olan Henry Ford'un Model T için söylediği
"Siyah olduğu sürece her renk yapabilirsiniz." cümlesinin
yaşamı pek de uzun olmamıştır. 1930ların Amerikasında yaşanan
ekonomik buhran diğer birçok üründe olduğu gibi otomobillerin
de farklılık yaratarak müşteriyi çekecek bazı özgün görsel
niteliklere sahip olmaları gereğini gündeme getirmiştir. Farklı
renkler, farklı biçimler mevcut teknolojiyi pek de değiştirmeden
müşteri için bir farklılık yaratmanın kolay ama geçerli bir
yolu olarak ortaya çıkmıştır. Buhran sonrası yıllarda tasarım
(ki artık buna otomotiv çevrelerinde "styling" denmektedir)
önemli bir etkinlik olarak üretim sürecinde yer almıştır.
Harp sonrası oluşan Amerikan tüketim toplumunda ise her sene
yeni bir görsellik yaratıp yeni bir model olarak pazarlamak
ve tüketimi arttırmak normal bir uygulama olmuştur.
Şekil
1: Amerika'da Mercury'nin rüya otomobili, Avrupa'da ünlü
mimar Walter Gropius'un tasarımı Adler ve Milano Trienalinde
heykelsi karakteri öne çıkarılan Citroen DS19
Avrupada
ise otomobilin bir tasarım nesnesi olarak ortaya çıkması daha
değişik bir süreçtir. 1925lerde Avrupa mimarlık ortamında
oluşturulan modern tasarım akımının bütünlükçü karakterinde
günlük yaşam nesneleri de yerlerini bulmuş, ünlü mimarlar
bu nesneleri de tasarlamış ve bu paralelde otomobillerle de
ilgilenmiş, modeller geliştirmişlerdir. Diğer bir deyişle,
Amerikadaki ticari dürtüye kıyasla daha akademik/entellektüel
bir süreç Avrupanın otomotiv tasarımını yönlendirmiştir. Ancak
sonuç her iki toplum için de aynı olmuştur: Görsel çekiciliği
bir artı değer halinde pazarlama stratejisi olarak kullanmak.
2.
ENDÜSTRİYEL TASARIM VE OTOMOTİV
Toplum
bilincinde endüstriyel tasarım da öncelikle görsel değerlerle
uğraşan bir disiplin olarak algılanır. Tasarımcılar bir tür
sanatçı kabul edilir ve görevlerinin nesneleri "güzelleştirmek"
olduğu iddia edilir. Otomobil tasarımcılarının da görselliğin
uç noktalarında formlar üreten, yeni (devrimci? kışkırtıcı?
avant-garde?...) imgeler yaratan kişiler olduğu kabul edilir.
Şekil
2: Konsep eskizleri
Oysa
endüstriyel tasarım görsel bir egzersizden çok daha ötede
sorumlulukları olan bir uğraş alanıdır. Tasarımcı öncelikle
bir işlevsel çözümleme yapabilmeli ve ürünün hem işlevselliğini
hem de kullanışlılığını sağlamalıdır. Bu çerçevede işlevselliğin
koşullarını, kullanım problemlerinin çözümünü, ergonomik tasarım
kurallarını bilmesi gerekir. Ürünün üretilebilecek bir yapıda
olmasını da bilmek durumundadır. Dolayısı ile malzeme ve üretim
teknolojilerine bir mühendis kadar hakim olmasa da üretim
mühendisine aykırı gelmeyecek önerilerde bulunacak kadar bu
konulara duyarlı olması gerekir.
|