OTOMOTİV
SANAYİİNDE İŞBİRLİKLERİ II
ENDÜSTRİYEL TASARIM VE ÜRÜN GELİŞTİRME
KONFERANSI
22 EKİM 2004
SONUÇ
BİLDİRGESİ:
Konferansın
duyuru metninde, ülkemiz otomotiv sanayiinin bir yol ayrımında
olduğu ve önümüzdeki yol ayrımında seçimin, ya üretim üssü
olmakla yetinip yoğun rekabetin yol açtığı düşük kâr marjları
ile yaşamaya çalışmak, ya da niteliksel bir sıçrama ile ürün
geliştirmede daha fazla ağırlığını hissettiren, bu sayede
yaratılan katma değer içerisinde daha fazla pay alan bir sanayi
olmak arasında olacağı vurgulanmıştı. Yine aynı metinde, "yakın
gelecekte Çin, Hindistan, Polonya, İran ve Brezilya gibi ülkelerin
uluslararası pazarda Türk otomotiv sanayiini daha da büyük
bir rekabet baskısı alhnda tutacağı" öngörüsünden hareketle
sektörün ikinci seçeneğin gerçekleştirilmesi çabalarının arkasında
durması gerektiği ifade edilmişti. Bu husus Konferans'da da
hemen hemen tüm konuşmacılar ve tartışmacılar tarafından dile
getirildi.
Konferans'da
ortaya çıkan ana başlıkları şu şekilde özetleyebiliriz:
Ülkemiz
otomotiv sektörü, ürün geliştirme ve endüstriyel tasarım konusunda
vakit kaybetmeden gerekli adımları atmak zorundadır. Gündelik
üretim hedeflerini tutturma çabası içerisinde bulunan ve uzun
vadeli stratejilerin geliştirilmesine zaman ayırmayan sektör
mevcut durumunu dahi muhafaza edememe riski ile karşı karşıyadır.
Otomotiv sektörünün faaliyetlerinin büyük oranda üretim ile
sınırlı kalması, dünyadaki rekabet şartlarına bağımlı olarak
orta vadede Türkiye' deki üretim faaliyetlerinin ülke dışına
gitmesine yol açabilecektir. Buna karşın, ürün geliştirmenin
ve tasarım faaliyetlerinin ülkemizde yapılmaya başlanmasının
katma değeri arttırmanın ötesinde bir başka önemli getirisi
de, üretimin gelecekte de, ülkemizde devamının bir garantisi
olabilmesidir.
Yan
sanayi firmalarının Ar-Ge kapasitelerini ve yönetimsel becerilerini
arttırmalarının sağlanması gereklidir. Bunun için ise teşviklere
ve yeni işbirliği modellerine gereksinim vardır. Ürün geliştirme
süreci, dünyada otomotiv tedarik zinciri içerisindeki iş bölümünde
yer alan yan sanayi firmaları tarafından gittikçe daha çok
üstlenilir olmuştur. Bu bağlamda yan sanayi firmaları sadece
üretim yapan değil, aynı zamanda ürün de geliştirebilen nitelikte
firmalara dönüşrnek zorundadır. Aksi takdirde, pazardaki konumlarını
kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceklerdir. Öte
yandan ülkemiz otomotiv yan sanayiinde ürün geliştirme niteliklerine
sahip firmaların azlığı göz önüne alınırsa bu konuda gerek
sektörde yer alan firmaların ve onların temsil edildiği meslek
örgütlerinin, gerekse teşvik ve Ar-Ge destekleri gibi araçların
yönetiminde söz sahibi olan kamu kurumlarının zaman kaybetmeden
gereken tedbirleri alması gereği ortaya çıkmaktadır. Yan sanayi
firmaları eğer ürün geliştirme niteliğine sahip olmazlarsa
bu durumdan bütün ülke otomotiv sanayiinin zararlı çıkacağı
açıktır.
Sevindirici
bir husus da, Konferansta yapılan sunumlarda ortaya konan
örneklerden görüldüğü üzere, ana sanayi firmalarının bu durumun
artık daha fazla farkında oldukları ve yan sanayi parkları
oluşturma, ortak ürün geliştirmeye daha fazla kaynak ayırma
gibi çeşitli işbirliği modelleri oluşturarak birlikte çalıştıklan
yan sanayii firmalarının gelişim süreçlerine destek olmaya
çalıştıklarıdır. Ana sanayi firmalarının yan sanayicilerini
sadece parça temin ettikleri şirketler olarak değil de, giderek
daha büyük oranda bilgi ve beceri paylaştıkları ortaklar olarak
görmekte olduklan verilen örnekler ile gösterilmiştir.
Ülkemiz
otomotiv sanayii özellikle hafif ticari araç kategorisinde
bir avantaj ele geçirmiştir. Bu avantajı dünya pazarındaki
yerini sağlamlaştırmada kullanması gerekir. Ülkemiz otomotiv
sanayiinin Avrupa'da hafif ticari araç pazarında büyük bir
pay sahibi olduğunun altı çizilmiştir. Bu yüksek payın, ülkemizin
yakın ve orta vadede, hafif ticari araç üretilmesinde ve geliştirilmesinde
dünyada önemli bir üs olabilmesini sağlayacak bir araç olarak
kullanılabileceği vurgulanmıştır. Bu şansın yitirilmemesi
gerektiği, bu kategoride üretim yapan firmaların bir araya
gelerek özellikle ortak platform geliştirilmesi ya da müşteri
tarafından görünmeyecek parça ve sistemlerin ortak kullanımı
ve geliştirilmesi gibi işbirliklerine gidilmesi gerektiği
ve ülkemiz otomotiv sanayiinin bu sayede dünya pazarında gelecekte
de yerinin olmasının garantilenmesinin mümkün olduğu dile
getirilmiştir.
Ortak
parça ve sistem kullanılması sonucunda yan sanayi firmalarının
ölçek ekonomisinden yararlanarak daha verimli üretim yapabilecekleri
ve bu sayede kendilerine daha başka pazarlar bulabilecekleri
belirtilmiştir. Öte yandan ana sanayi firmalarının kendileri
için ürün geliştiren yan sanayi firmalarının başka ana sanayi
firmaları ile de işbirliğine girerek, o firmalarla da ürün
geliştirmesini risk ya da tehdit olarak değil tam tersine
kendi adına bir avantaj olarak algılayacağının kimi ana sanayi
firmaları tarafından dile getirilmesi sektörün işbirliğine
açıklığı konusunda ciddi ipuçları vermektedir.
Konferans
sonuçlarının tartışıldığı panelde, sektördeki firmaların ve
onları temsil eden meslek örgütlerinin, sektörün yönlendirilmesi
için politika üretme ve kaynak sağlama konumunda olan kamu
kuruluşlarının ve sektörün geleceğine yönelik strateji oluşturulmasında
bilimsel destek sağlayabilecek eğitim ve araştırma kuruluşlarının
bir araya gelebileceği bir platform oluşturulmasının gerekliliği
ortaya koyuldu. Rekabet Forumu yukarıda çerçevesi çizilen
rekabet öncesi sektörel işbirliği modelinin özellikle hafif
ticari araç kategorisinde geliştirilmesi amacına yönelik olarak
yapılacak çalışmaları başlatmak ve gerekli koordinasyonu yapmakla
görevlendirildi.
TÜSİAD
Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu
|