-
Uzel, Türkiye'de 100 beygirden büyük ilk traktörü üretti
- Marka, patent ve tasarım hizmetlerinde 'online' dönemi
- ARÇELIK'TE TEKNOLOJI ARTIK YÜZDE 100 TÜRK MALI Arçelik,
kullandigi son yabanci lisansi da terketti
- TÜRK DOKTORUN BULUSU ÜRETILIYOR
- TÜRK MÜHENDISIN DALGA ENERJISI ICADI
- 10 YILDA 2 BIN PATENT BASVURUSU
- TÜRK MUCITLERIN ILGINÇ BULUSLARI
------------------------
Uzel,
Türkiye'de 100 beygirden büyük ilk traktörü üretti:
Dünya Gazetesi 30/09/2002
http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=96813&dept_id=63
İSTANBUL
- Uzel, Türkiye'de 100 beygir gücünün üstünde üretilen ilk
traktörü Türk çiftçisinin hizmetine sundu.
Uzel'den yapılan açıklamaya göre, Türkiye'de üretilen en güçlü
traktörler olan Euro Stage 2'ye uyumlu 95 beygir gücündeki
MF 3.095 D ve Türkiye'de ilk defa üretilen 105 beygir gücündeki
MF 3.105 D modellerinin tanıtımı Çorlu ve Ankara fuarlarında
yapıldı.
Uzel Üniteler Başkanı Ahmet Çağlar, düne kadar ancak ithal
edilen yüksek beygir gücündeki traktörlerin artık Türkiye'de
Uzel tarafından üretildiğini, bu yeni ürünlerin Uzel'in araştırma
ve geliştirmeye ayırdığı büyük kaynaklar sayesinde gerçekleşebildiğini
bildirdi.
Uzel'in sektördeki öncülüğünün devam ettiğini, ürettiği traktörlerin
kalitesinin tüm dünyada kabul gördüğünü belirten Çağlar, şunları
kaydetti: "İhracatın büyük bölümünü ABD'ye yapmamız da
bu görüşü doğrulamaktadır.
Toplam 41 ülkeye gerçekleştirdiğimiz 30.6 milyon dolarlık
traktör ve parça ihracatı ile 2001 yılı OSD İhracat Başarı
Ödülü'ne layık görülerek Altın Plaket aldık. İhracattaki başarımızı
arttırarak devam ettirmek için yoğun
şekilde çalışıyoruz."
------------------------
Marka, patent ve tasarım hizmetlerinde 'online' dönemi:
Dünya Gazetesi 30/09/2002
http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=96750&dept_id=280
ANKARA
- Türkiye'nin ilk marka, patent tasarım izleme, araştırma,
yenileme ve online başvuru sitesi www.patentofisim.com
adresinde firmaların ve marka sahiplerinin hizmetine girdi.
Grup Ofis tarafından açılan bu site, markanın adı ya da buluşunun
taklit edilmesini istemeyen tüm kişi, kurum ve kuruluşlara
hızlı, detaylı, güvenilir bir biçimde araştırma yapma ve bunu
izleme, online başvuru yaparak istediği markaya anında sahip
olma olanağını sunuyor... Bundan sonra markaların taklit edilip
edilmeyeceğini öğrenmek için uzun bürokratik yollara başvurmaya
gerek kalmayacak, www.patentofisim.com
ile hızlı detaylı ve güvenilir bir biçimde marka,
patent ya da tasarım araştırması yapılabilecek.
---------------------------
Aşağıdaki
haberler http://www.patentofisim.com/haberler.asp
sayfasından seçilmiştir:
ARÇELIK'TE
TEKNOLOJI ARTIK YÜZDE 100 TÜRK MALI Arçelik, kullandigi son
yabanci lisansi da terketti.
Arçelik
artik üretiminin tamamini kendi lisansi ile yaparken, 41 uluslararasi
patente sahip bir kurulus haline geldi. Sirketin sonuçlanmayi
bekleyen 147 adet de patent basvurusu bulunuyor. Türkiye'nin
en büyük beyaz esya
üreticisi Arçelik, 2002 yili itibariyla kullandigi son yabanci
lisansi da terketti. Bugüne kadar üretimin çesitli asamalarinda
dünya devlerinin lisanslarini kullanan sirket, Ar-Ge'ye yaptigi
yatirimin meyvelerini almaya
basladi. Arçelik, üretimin tamamini kendi lisansi ile yaparken,
41 uluslar arasi patente sahip bir kurulus haline geldi. Sirketin
sonuçlanmayi bekleyen 147 adet de patent basvurusu bulunuyor.
Dünyada 1949 yilinda patent sistemlerinin çalismalarina baslandigini
söyleyen Arçelik Üretim ve Teknoloji Gurup Direktörü Turgut
Soysal, bu çalismalarin 1969 yilina kadar sürdügünü belirterek
söyle devam etti: "1969 ile 1972 arasinda da bir uluslararasi
konferanslar dizisi yapilmis. 1973'te de bu imzalanmis. Türkiye
1949'den 1973'e kadar bunun tümünün içinde bulunmus. 1973'te
imzalanirken demisiz ki 'hükümetimiz bunu bir kez daha
gözden geçirecek'. Deyis o deyis. AB'ye uyum yasalarinin mecbur
etmesi nedeniyle Türkiye buna 2000'de dahil oldu. Bu tarihe
kadar Türkiye'de patent korumasi yoktu."
Patent Kanunu'nun sirketleri teknoloji gelistirmeye iten,
itmeyen, durduran çok önemli bir yöntem oldugunu belirten
Soysal, "Arçelik 1990'da, 'Bugüne kadar böyle geldik ama
bundan sonra böyle olmayacak. Biz dönüyoruz' demis. Bunun
üzerine lisans anlasmalarindan vazgeçmeye, derinligine teknoloji
arastirmaya ve onun bunun patante ile is yapmaktan vazgeçme
karari almis. 2001 yilinin sonunda da biz son lisansimizi
terkettik. Ilk buzdolabi GE lisansi ile yapilmis. En son buzdolabi
koprasöründe lisansimiz vardi. Onu da biraktik" dedi.
Uluslararasi rekabete giren bir sirketin en yeni lisansi alarak
üretim yapmasi gerektigini, ancak firmalarin en yeni ürünlerinin
lisanslarini da baskalarina vermediklerini kaydeden Soysal,
söyle konustu: "1994'ten önce 4
tane lisansimiz var. Bir patente müracaat ettikten sonra bunun
18 ay gizlilik süresi var. Bir uzman kimseye göstermeden inceliyor.
Eger 'patent olabilir' karari verilirse bu patent basvurusu
asiliyor ve 'itirazi olan
söylesin' deniyor. Bir 18 ay da öyle geçiyor. 36 ay sonunda
da sorun çikmazsa patenti tescil ediyor. Bu süre 6 yila kadar
uzayabiliyor. Toplam 147 basvurumuz, 41 de alinan patentimiz
var. Biz bugün dünyada 41
teknolojiyi biz bulduk diyebilecek duruma geldik." Bir patentin
20 yilin sonunda öldügünü belirten Soysal, patent çikarma
sayisinda artik Arçelik'in Avrupali bazi rakiplerini geride
biraktigini kaydetti. Soysal, bu yil hedeflerinin 50 patent
oldugunu ve bir patenti alip yasatmak için 60 bin dolar harcandigini
sözlerine ekledi.
Ar-Ge yapmayanin isi zor Batida Ar-Ge yapmayan sirketlerin
yaristan koptugunu, bunlarin da Arçelik tarafindan satin alindigini
belirten Turgut Soysal, söyle devam etti: "Uzakdogu'da bu
patent isleri bizden de rahatti.
Artik onlar da globallesmenin disiplini ile sikilasti. Bundan
sonra onlar için de isler iyice zorlasacak. Artik teknoloji
gelistirmeyen sirketin su andan sonra isleri gerçekten çok
zor."
16.08.2002/Hürriyet Gazetesi/Mustafa Kutlay
TÜRK DOKTORUN BULUSU ÜRETILIYOR:
Operatör Doktor Cengiz Türkmen'in gelistirdigi ve patentini
aldigi "omurlararasi sabitleyici" aracin Alman Normen
firmasinca üretimine baslandi. "Türkmen Intercorporal
Fixation-Omurlararasi Sabitleyici" adi verilen araç,
çikarilan omurun yerine, omurlar arasina dikeky olarak yerlestirilerek
vidalaniyor. Omurlari sabitleyerek saglikli sekilde kaynamalarini
sagliyor. Bu alanda kullanilan "platin" adiyla bilinen
vidalama sistemlerinin ardindan ortaya çikabilen komplikasyonlara
neden olmuyor. Ameliyat sonrasinda kirilma, çikma ve agri
gibi olumsuz sonuçlar
ortaya çikmiyor.
11.04.2002/ntvmsnbc
10 YILDA 2 BIN PATENT BASVURUSU:
Türkiye'de Türk arastirmacilari 1990 yilindan bu yana toplam
2 bin 150 patent basvurusunda bulundu. Son 10 yil içinde en
fazla basvuru 1999 yilinda yapildi. Türk Patent Enstitisü'ne
1999 yilinda 273 basvuruda bulunuldu.
Basvurularin çogunlugunu kisilerin yani sira özel sirketler
yapti. Patent basvurulari arasinda kamu arastirma kurumlarindan
gelen taleplerin az olmasi dikkat çekti. Yurtiçinden yapilan
patent basvurulari arasinda günlük
ihtiyaçlara yönelik buluslar önde geliyor. Bunu sanayi teknikleri,
tasimacilik, kimya ve metalurji, tekstil, kagit, sabit yapilar
izliyor. Buna karsin ayni dönemde, yurtdisindan 17 bin 247
bulus sahibi, bulusunun hpatent
korumasina alinmasi için Türkiey'ye basvurdu. Yurtdisindan
Türkiye'de de bulusunun patentle korunmasini talep edenlerin
sayisinda geçen yil artis kaydedildi. Önceki yillarda 1500
civarinda seyreden basvurularin sayisi
geçen yil 3 bin 177'ye yükseldi. Öte yandan, yurtdisindaki
buluslarin patent korumasina alinmasinin
Türkiye'ye oranla çok yaygin oldugu belirtiliyor. Sadece 1997
yili verilerine göre ABD'de 175 bin, Ispanya 'da 114 bin,
Hollanda'da 90 bin, Kore'de 130 bin, Isveç'te 115 bin basvuru
yapildi. Kurumlar yetersiz Patent
ve Marka Vekilleri Dernegi Baskan Yardimcisi Hülya Çayli,
Türkiye'de patent alan bulus sayisinin son derece düsük oldugunu
söyledi. Çayli, yurtdisindan Türkiye'de buluslarinin korunmasi
için yapilan patent basvurulari ile
karsilastirildiginda Türkiye'nin patent fakiri oldugunun ortaya
çiktigini belirtti. Patente dönüstürülen buluslar konusunda
Türkiye'de kurumlarin çalismalarinin çok yetersiz oludgunu
vurgulayan Çayli, genel olarak da
patent basvurusunun diger ülkelere göre çok düsük oldugunu
kaydetti. Çayli, Türkiye'nin bulus yapamadigini, teknoloji
üretemedigini, bunun yaninda bulus yapan ve teknoloji üreten
ülekelerin de ilgisini çekemedigini vurgularken, bu eksikligin
arastirma ve gelistirme faaliyetlerine son derece yetersiz
bütçe ayrilmasi ile de yakindan ilgili olduguna dikkat çekti.
16.09.2001/Hürriyet Gazetesi
TÜRK MUCITLERIN ILGINÇ BULUSLARI:
Mucit ve Arastirmacilar Dernegi'nin Kocaeli Fuari'nda açtigi
sergiye, uzaktan kumandali kapi-pencere, çok amaçli kanepe,
helikopter uçak, kaymayan araç lastigi ve mermi atan çelik
kasa gibi ilginç buluslariyla katilan
mucitler, buluslarina patent verilmesini ve üretim için destek
saglanmasini istiyorlar. Buluslarini sergileyen mucitlerden
Davut Kaya, uzaktan kumandayla açilik kapanabilen kapi, pencere,
perde ve araç kapisi icat
ettigini belirterek, patentini aldigi bu ürünün üretimi için
firmalardan destek bulamadigini söyledi. Selami Akinci, 1-3
metrelik televizyon antenlerini 30 santimetreye kadar düsürerek
net göründü saglamayi basardigini, bu bulusuna 7 yil sonra
patent alabildigini bildirdi. Nevzat Adabag, "Adakopter"
adini verdigi hem uçak hem helikopter olan hava aracinin saatte
150 kilometre hiz yaptigini ve 3 bin metre yükseldigini anltatti.
Aracin, özellikle askeri ve tarim alaninda kullanilabilecegini
söyleyen Adabag, üretim yapabilmek için finansör aradigini
açikladi. Kaymayan lastik, mermi atan kasa Sergiye, tasitlarin
tekerleklerine yaptigi bir sistem
sayesinde lastigin her türlü iklim ve çevre kosullarinda kaymasini
engelleyen "oto tirtil" adli bulusu ile katilan
Osman Kalkan, bu ürünü pazarlamak için firmalardan ilgi bekliyor.
Ebeveynlerin çocuklarini biberonla emzirirken yorulmasini
engellemek amaciyla bir düzenek gelistiren Hasan Kum da, ayni
zamanda çok amaçli bir kanepe icat etmis. Kum, tek kisilik
kanepe görünümünde olan ve gerektiginde yatak ahaline gelebilen
ve sehpasi da açilabilen bulusu için paten almayi bekliyor.
Serginin ilginç buluslarindan biri de Durdu Kayaalti'na ait.
Çelik kasalardaki sifreli emniyeti yeterli bulmayan Kayaalti,
yanlis sifre girilmesi halinde alarm ve telefon sistemini
devreye sokan, hatta kurusiki ve kimyasal mermi atan bir düzenek
gelistirdigini belirterek, bu bulusun ilgi görecegini umuyor.
20.06.2001/Hürriyet Gazetesi
|