Günümüzde
fikri ve sınai haklar yatırımların korunmasında önemli bir
araç haline gelmiştir. Bu bağlamda gelişmiş ülkeler girişimcilerinin
bu haklarını korumak için gelişmekte olan ülkelere fikri ve
sınai haklara yeterli koruma sağlaması için önemli baskılar
yapmaktadır. Bu baskılar sonuç vererek Dünya Ticaret Örgütü'nü
kuran anlaşmanın eklerinden biri olan Ticaretle Bağlantılı
Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPS), 150'ye yakın devlet
tarafından imzalanarak kabul edilmiştir. Konuya ilişkin Avrupa
Birliğinde de çok önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Bu bağlamda
AB-Türkiye arasındaki Gümrük Birliğini kuran 1/95 Sayılı Ortaklık
Konseyi Kararı ile TRIPS hukukumuzu derinden etkilemiştir.
1995 tarihi fikri mülkiyet hukukumuz bakımından bir milattır.
Bu tarihte konuya ilişkin bir dizi yasal düzenleme yapılmış
ve konuya ilişkin ihtilafları çözmek üzere İhtisas Mahkemesi
kurulmuştur. Sonraki tarihlerde bu düzenlemelere yenileri
eklenmiş ve konuya ilişkin mahkeme kararları şekillenmeye
başlamıştır. Yasal düzenleme ve mahkeme kararları yanında
bilimsel çalışmalara her geçen gün yenisi eklenmektedir. Bu
bağlamda fikir ve sanat eserleri, patentler ve markalara ilişkin
eserler verilmiştir.
Endüstriyel
tasarımlar, diğer ülke hukuklarında olduğu gibi hukukumuzda
da hak ettiği ilgiyi görmediği her fırsatta dile getirilirdi.
Av. Dr. Cahit SULUK'un kaleme aldığı TASARIM HUKUKU (Seçkin
Yayıncılık, Ankara, 2003, 784 sayfa) adlı hacimli eser bu
yargıyı bertaraf etmiş görünmektedir. Zira Dr. SULUK, kaleme
aldığı eserle endüstriyel olan ve olmayan tüm tasarımları
içine alan ve tasarımın hukuki yönüne ilişkin tüm sorunları
inceleyerek Türk Hukukuna çok önemli katkılarda bulunmuştur.
Eser, hukukçular yanında patent ve marka vekilleri, endüstriyel
tasarımcılar, mimarlar, mühendisler ve bilirkişiler gibi konuyla
ilgili tüm kesimler bakımından bir başucu kitabı niteliğindedir.
Hukukumuzda konunun bu denli derinlemesine incelendiği başka
bir eser bulunmamaktadır.
Dr.
SULUK, yapıtında kaynak hukuk olan Avrupa Birliği Hukukuna
ve AB'ye üye diğer gelişmiş ülke hukuklarındaki düzenleme,
mahkeme kararları ve öğretideki görüşlere de yer vermiştir.
Yazar ayrıca konuya ilişkin 100 civarında Yargıtay kararına
da yer vererek uygulamada konunun nasıl anlaşıldığını yansıtmıştır.
Böylece yazar bir yandan teorik çalışmasını pratikle birleştirmiştir.
Sonuçta bu eser, hem teorik hem de pratik ihtiyaçlara uygun
olarak kaleme alınmıştır.
Dr.
SULUK, eserini dört bölümde kaleme almıştır. Birinci Bölümde,
tasarımlar hakkında genel bilgilere yer vermiştir. Yazar İkinci
Bölümde, tescilli tasarımları tüm yönleriyle incelemiştir.
Dr. SULUK, Üçüncü Bölümde, tescilsiz tasarımlarla ilgili AB
Hukukunda ve İngiliz Hukukundaki düzenlemelerden yola çıkarak
hukukumuz bakımından yeni düzenleme bakımından model öneride
bulunmuştur. Yazar eserinin Dördüncü ve Son Bölümünde ise,
tasarımlar bakımından kümülatif korumayı (çoklu korumayı)
incelemiştir. Bu bağlamda yazar tasarımlara marka, fikir ve
sanat eserleri ve haksız rekabet mevzuatına göre hangi şartlarda
ve kapsamda koruma sağlanacağını ele almıştır.
Burada
şunu da belirtelim ki, Yazarın Önsözü'nde de işaret ettiği
gibi; "... kitabın başlığı her ne kadar Tasarım Hukuku
adını taşısa da, bu çalışmada EndTasKHK, PatKHK ve MarKHK'daki
düzenlemelere karşılaştırmalı olarak yer verilmeye çalışılmıştır.
O nedenle elinizdeki eser, ortak konular bakımından tasarım
hukuku yanında patent, faydalı model ve marka hukukuna ilişkin
açıklamaları da içermektedir". Bu nedenle, eser her ne
kadar TASARIM HUKUKU başlığını taşısa da, başta sınai hak
kategorisine giren patent, faydalı model ve markalar yanında
fikir ve sanat eserlerini de kapsayan, yani fikri mülkiyetin
geneline ilişkin açıklamaları da içermektedir. O nedenle okuyucu,
bir yandan tasarım hukukuyla ilgili bilgi edinirken diğer
yandan fikri mülkiyetin tamamı hakkında da bir fikir edinme
fırsatı bulacaktır.
Kitabın detaylı incelemesi:*
Dünyada
son zamanlarda fikri mülkiyet hukuku alanında baş döndürücü
bir gelişme yaşanmaktadır. Başta 1/95 Sayılı Gümrük Birliği
Kararı (1/95 Sayılı OKK) ve Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet
Hakları Anlaşması (TRIPS) olmak üzere dış etkilerle ülkemizdeki
gelişmeler de böyledir. Gerçekten Türkiye, 1995 tarihinde
fikri mülkiyet hukukuyla ilgili bir dizi mevzuat çıkartarak
bu alanda bir reform gerçekleştirmiştir.
Hemen
belirtmek gerekir ki, fikri mülkiyet alanında neyin ne kadar
korunacağı meselesi, dünyanın dört bir yanında yasa koyucuları
uzun süre düşündürmüş, bugün düşündürmeye de devam etmektedir.
Fikri mülkiyet haklarının üvey evladı olarak nitelenen tasarımlarda
ise, durum daha da karmaşıktır. Tasarımlar, fikir ve sanat
eserleri ile patentler (ve faydalı modeller) arasında sıkışıp
kalmıştır. Bazı ülkeler tasarım kavramından sadece estetik
nitelikteki çalışmaları anlarken, bazıları teknik yönü olan
çalışmaları da bu kavramın içine sokmaktadır. Tüm bunlardan
dolayı tasarımlarla ilgili olarak, Avrupa Birliği (AB) ve
Benelüx Hukuku bir yana bırakılırsa, neredeyse dünyadaki ülke
sayısınca farklı anlayış ve düzenleme bulunmaktadır.
Patent,
marka ve fikir ve sanat eserlerine oranla tasarımların, ekonomideki
yerinin daha küçük olması nedeniyle tasarımlara ilgi de az
olmuştur. Konuyla ilgili sektörler bakımından durum böyle
olduğu gibi hukukçular arasında da en az bilinen fikri hak
türü, tasarım hakkıdır. Ancak son zamanlarda tasarımların
ticari hayattaki rolüne paralel olarak tasarım hukukunun da
önemi artmıştır. Nitekim başta AB olmak üzere değişik hukuk
düzenlerinde konuya ilişkin yeni düzenlemelere gidilmesi bunun
en açık kanıtıdır.
Kafaların
bu kadar karışık olduğu, az bilinen ve teknik yönü ağır basan
bir alanda kalem oynatmak cesaret ister. Hele fikri mülkiyet
hukuku alanında çok az çalışmanın yapıldığı, fikir ve sanat
eserleri, patent ve marka gibi temel konuların dahi henüz
özümsenmediği ülkemizde Tasarım Hukuku adlı bir esere imza
koymak daha fazla cesareti gerektirir. Dr. Suluk, bu cesareti
göstermekle kalmamış, aynı zamanda bu kadar karmaşık bir konuyu
derinlemesine, tüm yönleriyle ve büyük bir vukufla inceleyerek
Türk Hukukuna çok önemli katkılarda bulunmuştur.
Yazar bu çalışmasını dört bölüm ve 16 paragrafa ayırarak incelemiştir.
Dr. Suluk, çalışmasında mukayeseli hukuka da yer vermiştir.
Bu bağlamda özellikle konuya ilişkin mehaz hukuk olan Topluluk
Hukukundaki düzenlemeleri irdelemiş, konuyla ilgili ulusal
ve uluslararası öğretiye yer vermiştir. Yazar, eserinde 100
civarında Yargıtay kararını geniş bir şekilde ele alarak,
konunun uygulamasına ışık tutmuştur. Yazarın Önsözü'nde de
işaret ettiği gibi; "... kitabın başlığı her ne kadar
Tasarım Hukuku adını taşısa da, bu çalışmada EndTasKHK, PatKHK
ve MarKHK'daki düzenlemelere karşılaştırmalı olarak yer verilmeye
çalışılmıştır. O nedenle elinizdeki eser, ortak konular bakımından
tasarım hukuku yanında patent, faydalı model ve marka hukukuna
ilişkin açıklamaları da içermektedir".
Yazar,
eserinin Birinci Bölümünde tasarımlar hakkında genel bilgi
vermiştir. Bu bölüm üç paragraftan müteşekkil olup, İlk Paragraf
tasarım kavramına ayrılmıştır. Bu paragrafta tasarımın tanımı,
unsurları, çeşitleri ve tasarım korumasının önemi ve işlevi
ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Tasarımın çeşitleri açıklanırken;
tescilli ve tescilsiz tasarımlar, endüstriyel olan ve endüstriyel
olmayan tasarımlar, iki ve üç boyutlu tasarımlar, estetik
ve teknik (işlevsel) tasarımlar ve moda tasarımları gibi teknik
yönleri de bulunan birçok kavram ayrıntılı olarak incelenmiştir.
Birinci
Bölümün İkinci Paragrafında tarihi gelişim ele alınmıştır.
Bu bağlamda dünyadaki gelişme, konuya ilişkin uluslararası
anlaşmalara yer verilerek açıklanmıştır. Bu paragrafta ayrıca
(AB)'deki ve Türkiye'deki konuya ilişkin gelişme ele alınmıştır.
Bu yapılırken sınai hak kategorisine giren patent, faydalı
model ve markalarla ilgili gelişime ilişkin açıklamalara da
yer verilmiştir.
Birinci
Bölümün üçüncü ve Son Paragrafında ise, tasarım hukukunun
yakın hukuk dalları ile ilişkisi incelenmiştir. Burada fikri
mülkiyetin diğer alınlarından fikir ve sanat eserleri, patentler,
faydalı modeller, markalar, coğrafi işaretler, yarı iletkenlerin
topografyaları ticaret unvanı ve işletme adları ve veri tabanları
kavramları ayrı ayrı açıklanarak bunların, tasarımlarla ilişkisi
kurulmuştur. Bu paragrafta ayrıca tasarımların, rekabet hukuku
ve kişilik hukuku ile ilişkisine yer verilmiş olup, haksız
rekabetle ilişkisi kitabın onaltıncı paragrafında incelendiği
için, oraya gönderme yapılmakla yetinilmiştir.
Eserin
İkinci Bölümü tescilli tasarımlara ayrılmıştır. Bu bölüm eserin
adeta gövdesini oluşturmaktadır. Dördüncü Paragrafta, tasarım
hakkı ve bu hakka ilişkin ilkeler irdelenmiştir. Bu paragrafta
tescil, bölünmezlik, ülkesellik, öncelik, ön kullanım, tükenme
ve kümülatif koruma ilkeleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Bu ilkelere ilişkin açıklamalar kural olarak patent, faydalı
model ve markalar bakımından da geçerlidir. O nedenle yazar,
bu açıklamaları yaparken fikri mülkiyeti düzenleyen diğer
KHK'lardaki düzenlemelere de yer verme ihtiyacı duymuştur.
Beşinci
Paragraf, tasarımları koruma şartları olan yenilik ve ayırt
edici nitelik kavramlarına ayrılmıştır. Bu paragrafta ayırt
edici nitelik incelemesi bakımından dikkate alınması gereken
kriterler tek tek ele alınmış, ayrıca koruma şartları bakımından
önem taşıyan kamuya sunma kavramı açıklanmıştır.
Altıncı
Paragrafta, korumanın kapsamı, süresi, sınırları ve koruma
dışı hallere yer verilmiştir.
Yedinci
Paragraf, tasarımcı, tasarım sahibi ve bunların tasarım üzerindeki
hakları başlığını taşımaktadır. Bu paragrafta tasarımcının
adının belirtilmesi, tasarım sahipliği ve tasarım sahibinin
tasarım üzerindeki hakları ayrı ayrı inclenmiştir.
Sekizinci
Paragraf, başvuru ve tescile ayrılmıştır. Bu paragrafta başvurunun
yapılması, başvurunun incelenmesi, yayım ve yayımın ertelenmesi,
itiraz, tescil ve tescil usulleri ele alınmıştır. Yazar burada
Türk Patent Enstitüsü'nün uygulamalarına da yer vermiştir.
Dokuzuncu
Paragrafta, başvurunun ve tasarım hakkının hukuki işlemlere
konu olması ele alınmıştır. Bu paragrafta özellikle devir
ve lisans ayrıntılı olarak açıklanmış, miras, rehin, haciz
ve intifa işlemlerine kısaca değinilmiştir.
Onuncu
Paragrafta, hükümsüzlük ve hakkın sona ermesi incelenmiştir.
Uygulamada bu paragrafın önemi büyüktür. Zira ülkemizde tescil
ettirilen birçok tasarım koruma şartlarını taşımadığı için
hükümsüz kılınmaktadır. O nedenle yazar, konunun teorik alt
yapısını kurduktan sonra bu husustaki Yargıtay kararlarına
geniş olarak yer vermiştir.
Onbirinci
Paragraf, tecavüz kavramına ayrılmıştır. Yazar burada tescilli
tasarım hakkına tecavüzü ele aldığı gibi başvuru hakkına tecavüzü
de incelemiştir. Bu paragrafta yazar ayrıca tecavüz halleri,
tecavüzün belirlenmesinde kullanılacak kriterler ve elektronik
ortamda tasarım hakkına tecavüz durumlarını irdelemiştir.
İkinci
Bölümün son ve eserin Onikinci Paragrafında, tecavüz halinde
ileri sürülebilecek talep ve açılabilecek davalar bütün yönleriyle
incelenmiştir. Bu bağlamda ihtiyati tedbirler ve gümrükte
el koyma, hukuk davalarında ileri sürülebilecek talepler,
hukuk davaları, ceza davaları ve bunlara ilişkin yargılama
usulleri ayrı ayrı ele alınmıştır.
Eserin
Üçüncü Bölümü ve Onüçüncü Paragrafı tescilsiz tasarımlara
ayrılmıştır. Bu bölümde Dr. Suluk, tescilli ve tescilsiz korumayı
karşılaştırarak birbirine üstün ve zayıf yönleri üzerinde
durmuştur. Yazar daha sonra konuya ilişkin İngiliz ve Topluluk
Hukukunda tescilsiz tasarımlara ilişkin düzenlemeleri incelemiş
ve Türk Hukuku bakımından model önerisinde bulunmuştur.
Eserin
Dördüncü ve Son Bölümü üç paragraftan oluşmaktadır. Dr. Suluk,
Ondördüncü Paragrafta, tasarımların marka mevzuatıyla korumasını
ele almıştır. Yazar, oldukça karmaşık olun bu konuya ilişkin
düzenlemeleri inceledikten sonra Yargıtay'ın kararlarına yer
vermiştir. Yazar daha sonra, hukukumuzdaki düzenlemeden ne
anlaşılması gerektiği konusunda kişisel ve özgün görüşlere
yer vermiştir.
Onbeşinci
Paragrafta, tasarımların fikir ve sanat eserleri mevzuatıyla
korunması ele alınmıştır. Bir önceki paragrafta olduğu gibi
bu paragrafta incelenen konu da oldukça tartışmalıdır. Tasarımlar
bakımından kümülatif koruma (çoklu koruma) ilkesi benimsendiği
için yazar FSEK'teki konuyla ilgili düzenlemeleri ayrıntılı
bir şekilde inceleme ihtiyacı duymuştur.
Eserin
son ve Onaltıncı Paragrafında, tasarımların haksız rekabet
mevzuatıyla ne derecede ve hangi şartlarda korunacağı hususu
öğreti ve Yargıtay kararları ışığında incelenmiştir. Dr. Suluk,
Yargıtay'ın, konuya ilişkin müstakar kararları yanında farklı
yöndeki kararlarını da ele alarak uygulamadaki durumu yansıtmaya
çalışmıştır.
Dr.
Suluk, kitabının Sonuç Kısmında konuya ilişkin temel bilgilere
kısa kısa değindikten sonra, ulaştığı sonuçları özetleyerek
de lege feranda (olması gereken hukuka dair) önerilerde
bulunmuştur.
Yukarıda
yapılan açıklamalar da dikkate alınarak eserle ilgili şu tespitleri
yapmak mümkündür:
- Edebi
bakımdan bazı aksaklıklar olsa da uslubün yerinde olduğu
söylenebilir. Bu kadar ağır ve teknik bir konunun bu kadar
başarılı bir şekilde kaleme alınması doğrusu uslubün başarılı
olduğunu göstermektedir. Konunun ağırlığı, okuyucuyu okurken
ağır olmaya zorlamaktadır. Ancak bu durum, tamamen konunun
doğasından kaynaklanmakta olup, uslüp hatasıyla bir ilgisi
yoktur.
- Son
olarak belirtmek gerekir ki, eser her ne kadar Tasarım Hukuku
başlığını taşısa da, başta sınai hak kategorisine giren
patent, faydalı model ve markalar yanında fikir ve sanat
eserlerini de kapsayan, yani fikri mülkiyetin geneline ilişkin
açıklamaları da içermektedir. O nedenle okuyucu, bir yandan
tasarım hukukuyla ilgili bilgi edinirken diğer yandan fikri
mülkiyetin tamamı hakkında da bir fikir edinme fırsatı bulacaktır.
- Eser,
teorik bakımdan zengin olduğu gibi uygulamanın ihtiyaçlarına
da cevap verecek şekilde kaleme alınmıştır. Gerçekten eserde,
başta mehaz hukuk olan Topluluk Hukuku olmak üzere yabancı
hukuklara ilişkin düzenlemeler, yabancı öğretideki görüşler
ve mahkeme kararlarına etraflı bir şekilde yer verilmiştir.
Bu bağlamda konuya ilişkin Yargıtay'ın 100 civarında kararı
kitaba işlenmiş ve yorumu yapılmıştır.
*
Av. Ahmet T. Keşli
Daha
Fazla Bilgi için:
Yazarın
Diğer Kitapları:
- Avrupa
Topluluğu Hukukunda Tasarımların Korunması - Topluluk Tasarımı,
Cahit Suluk / ISBN: 975 347 572 1 / 16×23.5 cm. / 238 Sayfa
/ Seçkin Yayıncılık
Daha önce kitap düzeyinde ele alınmamış bir konuya açıklık
getiren bu kitapta, 'Topluluk Tasarımı' bütün yönleriyle
ele alınmıştır. Topluluk Hukukunda 2002 tarihli Topluluk
tasarım Tüzüğü ile, 1994 tarihinde yürürlüğe giren Topluluk
Markası model alınarak, yeni bir hak türü oluşturulmuştur:
Topluluk Tasarımı. Böylece 1971 tarihli Benelüx düzenlemesi
bir tarafa bırakılırsa dünyada tasarımlar bakımından ülkesel
korumadan bölgesel korumaya geçilmiştir. Topluluk Tasarımının
kabulü fikri mülkiyet haklarındaki uluslararası korumanın
giderek gerekli hale geldiği günümüzde bu haklar bakımından
çok önemli bir adım ve kazanımdır. Bu bağlamda Avrupa Topluluğu
hukukunda tasarımlar, kurum şartları, hak sahipliği, başvuru
ve tüzel hukuki işlemle hükümsüzlük, davalar ve yetkili,
görevli makamlar incelenmiştir....
Kitapta bulunan Konulardan Bazıları Şunlardır: Kavram ve
İlkeler, Koruma Şartları, Koruma Kapsamı, Korumanın Sınırları,
Koruma Dışı Haller, Başvuru ve Tescil, Hak Sahibi, Hakkın
Niteliği, Hukuki İşlemler, Hükümsüzlük, Yargı Yetkisi ve
Yargılama Usulü, Tescilsiz Tasarım, İlgili Mevzuat.
-
Yedek Parça Tasarım Hakkının Korunması, Cahit Suluk
/ ISBN: 975 8380 40 0 / 16×23.5 cm. / 405 Sayfa / Yargı
Yayınevi
|