Not: Orijinal olarak TurkCADCAM.net Dergisi 2. Sayısı için hazırlanmış bu makale,
ilk kez Mart 2007'de TurkCADCAM.net Portalı'ndan yayınlanmaya başlamıştır.

1997 yılından beri çeşitli bilgisayar programlarının dersini veriyorum. Son 3 yıldırda bazı CAD programlarının (AutoCAD ve SolidWorks) eğitimini veriyorum. Bu eğitimler sırasında gözlemlediğim olumlu veya olumsuz bazı konuları sizlerle paylaşmak istedim;

Üniversitelerimizde kısa süre öncesine kadar herhangi bir CAD programının eğitimi yoktu. Birçoğunda hâla yok! CAD eğitimi olmayan üniversitelerden mezun olan insanların çok küçük bir bölümü bu tip programları öğrenerek mezun olur. Geriye kalan büyük çoğunluk ise ya kendi kendine evinde öğrenmeye çalışıyor yada bilgisayar kurslarına başvuruyor. Bu büyük çoğunluğun dışında meslek alanı dışından insanlar belki bir iş bulurum ümidiyle kurslara katılmak ve bu programları öğrenmek istiyorlar.

Burada kurslara büyük iş düşüyor. Kişileri doğru yönlendirmeli, kişilerin temel bilgileri bu tip programları öğrenmeye yeterlimi? Bu değerlendirme yapılmalı. Yoksa teknik resmin "T" sini bilmeyen insan AutoCAD kursunu bitirdikten sonra nasıl makina parçası çizecek? Çizdiği resmi imalata nasıl verecek? Sırf sınıfları doldurmak için her isteyeni kayıt etmemek gerekiyor bence. Kursiyere kursun sonuçlarında olacakları ve kendisinde olması gereken alt nitelikler anlatıldıktan sonra kayıt yapılmalı.

İşin birde eğitmen boyutu var! Eğitmenin niteliğini sorgulayan herhangi bir kurum yok. Bu konuda kurs yöneticileride duyarsız. Önlerine kim gelirse anlaşabilecekleri o kişilere kurs verdirtiyorlar. Bu konuda en büyük iş siz kursiyerlere kalıyor. Eğer eğitimcinizden memnun değilseniz kurs yöneticisi ile mutlaka görüşün. Çünkü o kişiyi eğitim esnasında denetleyecek bir mekanizma yok.

Eğitimci performansı konusunda bence en yararlı kaynak kurs sonunda yapılan eğitim değerlendirme anketleri. Bu anketler her kurs dönemi sonunda mutlaka kursiyerlere doldurtulmalı; Birçok eksiğimi bu anketler sayesinde gördüm ve benim için çok faydalı olduğunu düşünüyorum.

Pekiyi, sınıf koşulları nasıl olmalı? En fazla 10-12 kişilik sınıflarda, herkesin önünde bir bilgisayar. Buraya kadar zaten tüm kurslar bu koşulları sağlıyor. Bundan sonra eğitimci için 3 seçenek var;

• Tahtada kalem ile dersi anlatmak
• Yardımcı bir program aracılığı ile kendi bilgisayarından diğer kursiyerlerin bilgisayarlarını kontrol ederek, monitörlerini görerek ve kendi ekranını onların görmesini sağlayarak dersi anlatmak
• Projeksiyon ile dersi anlatmak.

Açıkçası ben bu üç tipte de ders anlattım ama en başarılısı en son söylediğim yöntem kuşkusuz. Çünkü insanlara görsel şov yapıyorsunuz ve anlattığınız şeyi hemen önlerine dönüp uygulayabiliyorlar. Tabi bu son söylediğim en pahalı metot olduğu için projeksiyon cihazını her kurs sağlayamıyor. Eğitmen projeksiyonla 1 saatte anlatacağı konuyu diğer yöntemlerle nerdeyse 3-4 saatte anlatıyor. Bu da kurs süresini boşuna meşgul ediyor tabiki...

Kurs başladığı anda kursiyere eğitim dökümanları mutlaka verilmeli. Benim gördüğüm en sağlıklı eğitim döküman tipi kağıda basılmış, programdaki komutları çok detaya girmeden anlatan eğitim notları ve belli konularda hazırlanmış video dosyaları. Bu video dosyaları CD olarak kurs notları kitabı ile beraber dağıtılmalı. "Tüm notları CD'ye koyalım ordan okusun kursiyerler" dediğimizde ve gereğinden fazla eğitim notunu bu CD'lere koyduğumuzda insanlar boğuluyor, birkaç dosyaya bakıp bırakıyorlar. Ama kitapçık haline getirilmiş özet komutlar her zaman kişinin elinin altında ve daha faydalı oluyor.

Eğitim süresine gelince, CAD programları uygulama yaptıkça öğrenilir. Bu yüzden kurslar haftalık periyotlar halinde haftada 1 veya 2 gün, 4-5 ders saatini geçmemeli ve her ders sonunda bir sonraki derse kadar yapılması gereken çizimler ödev olarak kursiyere verilmeli. Firmalar bazı nedenlerden dolayı 5 gün üst üste sabahtan akşama kadar eğitim düzenliyor. İlk iki günden sonra inanın kursiyerler sadece dinlemeye geliyorlar ama öğrenemiyorlar. Arka arkaya günlerde ders olunca kişiler nasıl uygulama yapacaklar? Nasıl dinlediklerini uygulayacaklar? Kursta %50 teorik anlatılıyorsa, %50 pratik yapılmalı. Bu kriterler eşliğinde anlatılacak programın temel düzey komutları için ne kadar zaman gerekli belirlenmeli ve kurs verilmelidir...

İşte işin en can alıcı noktası, eğitim ücreti. Projeksiyon dedik, nitelikli eğitmen dedik, herkese bilgisayar dedik, üstüne bir de kursun ucuz da olması gerekiyor. Öğrenciler için özel fiyatlar gerekiyor. Bunun çözümünü şöyle bulabiliriz; Kurs hangi programı öğretiyorsa o program için ileride potansiyel bir müşteri oluşturuyor demektir. Yani programların ücretsiz reklamı yapılıyor. Bu programların yetkilileri kurslara eğitim lisanslarını ücretsiz verebilirler. Hatta kendi programlarının eğitimini veren kurumlara destek olabilirler. Böylece kaçak kursların birçoğu kayıt altına alınır. Kursiyer bilgileri talep edilebilir ve sürekli bir e-posta zinciri ile kursiyerlere ileriki zamanlarda reklam mesajları gönderilebilir. Tabii her kursa ücretsiz lisans verin demiyorum ama sizin şartlarınıza uyacak nitelikteki kursalar için bu uygulanabilir.

Böylece hem kurs maliyetleri azaldığı için kurslar ucuzlar, hem programların daha sağlıklı ve kontrollü eğitimi olur hem de bu kurslara katılan kişilerle irtibat istenildiği zaman kurulabilir.

Özetle, herhangi bir bilgisayar kursuna katılcaksanız şu soruları sormanızı tavsiye ediyorum;

1. Eğitimi kim veriyor?
2. Eğitim dökümanları nasıl? CD veya kitap veriliyor mu?
3. Sınıfta projeksiyon var mı?
4. Herkese 1 bilgisayar düşüyormu? Bilgisayarların performansı program için yeterli mi?
5. Eğitimini verdiğiniz program için yetkili eğitim merkezi misiniz? Eğitim lisansınız var mı?
6. Ben (yani kursiyer adayı) bu programı öğrenmek için gerekli alt yapıya sahip miyim?
7. Ücret ne kadar? Diğer kurslarla karşılaştırın, çok büyük fiyat farkı varsa mutlaka şüphelenin!
8. Kurs için ayrılan süre yeterli mi?
9. Uygulama nasıl yapabilirim? (Evinizde bilgisayar yoksa kursa gelip uygulama yapmayı talep edin)

Lütfen dikkatli olun ve paranızı ve vaktinizi boşa harcamayın...