Süleyman
Müftüoğlu, IBM Türk Ltd. Şti. Ocak 2003
MUFTUOG@tr.ibm.com
PLM
(Product Lifecycle Management - Ürün Yaşamçevrimi Yönetimi)
kavramı 2000 senesinde ilk kez IBM tarafından ortaya atıldı.
O zamandan beri hem IBM, hem kavramı kabul eden diğer satıcı
firmalar (EDS, PTC ve son olarak Autodesk), hem de imalat
uygulamaları pazarında faaliyet gösteren danışmanlık şirketleri
tarafından geliştirilmeye devam edildi. Şu anda kabul görmüş
bir iş stratejisi ve vizyonu olduğunu düşünüyoruz. Geleceğin
yani önümüzdeki yüzyılın vizyonu.
PLM'in
en önemli çıkış noktası geleneksel maliyet/kalite ve temin
süresi üçgeninin ötesinde yeni kavramları ortaya sürmesidir.
Bilindiği gibi bu üçlü geleneksel olarak en temel rekabet
unsurları olarak görülmüştür. PLM çıkışının ana amacı Şirketleri
geleneksel rekabet etme biçimlerinin ötesinde rekabetçi kılacak
diğer unsurlara dikkatleri çekebilmektir. Bu anlamda PLM yeni
bir yaklaşım biçimini temsil etmektedir.
Şimdi
bu farklı yaklaşım biçimini irdelemeye başlayalım. Geçmişte
kullanageldiğimiz CAD/CAM/PDM (Computer Aided Design/Computer
Aided Manufacturing/Product Data Management - Bilgisayar Destekli
Tasarım/Bilgisayar Destekli İmalat/Ürün Veri Yönetimi) paradigmasının
ötesinde yeni paradigmanın ne gibi farkları vardır.
CAD/CAM/PDM
yaklaşımı verimlilik üzerine odaklanmaktadır. Bir tasarım
uygulamasını kullanırken kişilerin verimliliği ve/veya takımların
verimliliği üzerinde durmakta ve kullanılan araçlar bu amacı
gerçekleştirme derecelerine göre değerlendirilmektedir. Burada
sık düşülen tehlike, süreç verimliliği üzerine odaklanmak
yerine iş verimliliği üzerine fazlaca eğilmek ve ürünleri
sadece işlevsel bazda değerlendirmektir. PLM'in buradaki farkı
sadece verimlilik değil ek olarak 'yenilikçilik' (Innovation)
kavramı üzerine odaklanmasıdır. Gerçekten de gelişen rekabet
dünyasında başarılı olmak isteyen her şirket daha fazla ve
daha yeni ürünü daha sık aralıklarla çıkarmak durumundadır.
Diyebilirizki PLM yaklaşımının en önemli kavramı yenilikçilik
kavramıdır.
PLM
kavramı benzer şekilde tasarım ve mühendislik sürecinin temel
metriğinide sorgulamaktadır. Artık ürün pazara sürülünceye
kadar geçen zaman olan 'pazara zaman' (time to market)ölçüsü
yerine 'Pazara doğru zaman, doğru ürün' (right to market)
yaklaşımı kullanılmaktadır. Ürünü tasarladınız ama imaledilebilir
değil, ürün zamanında çıktı ancak müşteri tarafından kabul
edilebilir bir maliyet yapısında değil, çok kaliteli ama servis
verilememekte vb.. Bu yaklaşımın işletmelere katkısı süreçleri
bütünleştirme ve eş zamanlı mühendislik motivasyonunu artırması
elbette.
PLM
Proje Yönetimi kavramınıda Ürün Yaşamçevrimi Yönetimine dönüştürmeyi
teklif etmektedir. Buradaki en önemli fark ürün (geliştirme)
projelerinin kapsama alanının genişletilmiş olması. Müşteriden
alınan geribildirimlerin yeni bir ürün için, daha geliştirme
projesi başlamadan kavramlaştırılması, geliştirme projesi
bitip ürün ticari hale geldikten sonra satış sonrası hizmetler
sürecinin ürün/geliştirme bilgileri ile bütünleştirilmesi
yeni ve olumlu yaklaşımlar.
PLM
geleneksel mühendislik verisi kavramını da zenginleştirmeye
yönelmiş durumda. Teknik resim, katı model, yüzey gibi temel
geometrik 'veri'ler öncelikle bir ilişkisel veri temeli içine
tanımlanıyor; süreç kısıtları, işletme tasarım kuralları ile
bütünleştirilerek zenginleştiriliyor; kullanılabilir 'bilgi'
haline getiriliyor. Bu zengin ortamın yenilikçiliği artıracağını
rahatlıkla söyleyebiliriz
PLM
yaklaşımının yenilikçi yönlerinden biride sadece ürün yapısı
ile değil, buna ilave olarak süreç ve kaynak bileşenleri ile
ilgilenmesi ve tüm bileşenleri bir ürün-süreç-kaynak modeli
(Product-Process-Resource Model) ile bütünleştirmeye çalışmasıdır.
PLM
e-iş (e-business) teknolojik altyapısını kullanarak,
paydaşlar arasındaki iletişimin ikiyönlü ve eşzamanlı olmasını
hedefleyen bir yaklaşım içindedir.
Peki
PLM bizden ne yapmamızı istiyor?
PLM'in
Şirketlere 'üç emir' tavsiye etmekte:
Bir:
Yenilikçi olun (Innovate); daha fazla ve daha yeni
ürünün geliştirilebilmesi için ön koşul olan daha etkin bir
tasarım ortamı oluşturun.
İki:
İşbirliği yapın (collaborate); PLM Çözümlerini kullanarak
Şirket içindeki veya genişletilmiş işletmenizdeki (şirket,
satıcı ve sağlayıcılarından oluşan zincire genişletilmiş işletme
(extended enterprise) diyoruz) tüm beceri ve birikime erişin.
Üç:
Bütünleştirin (integrate); Oluşturulan içeriği diğer
süreçleri de hızlandıracak şekilde paylaşın ve gücünüzü artıracak
şekilde kullanın.
PLM
Çözüm Sağlayıcısı olarak IBM yukarıdaki isteklerin erkleyicisi
olarak PLM Çözümlerini merkeze yerleştirmektedir.
Üç
stratejik emrin üzerinden kısaca geçelim:
Yenilikçilik
doğru ürünleri pazara zamanında sürmenizi temin eder. Ürün
boru hattınızın debisini artırır. Yani doğrudan doğruya firmanın
iş neticelerini yani geliri ve karlılığı olumlu bir şekilde
etkiler. Müşteri gereksinimleri zamanında ve etkin bir biçimde
karşılandığı için müşteri sadakati artar ve firmanın geleceği
teminat altına alınır.
Yenilikçi
olursanız yepyeni ürünleri geliştirme şansınız olur. Rekabet
günüz artar. İstatistikler pazara ilk giren 2 ürünün toplam
pazar payının % 80 civarında olduğunu söylemekte. Özellikle
yepyeni bir ürün çıkarmak rakiplerle aradaki farkı 3-4 yıla
kadar çıkarmakta; eğer aynı/benzer ürünler bazında zaman olarak
daha önceyseniz bu daha rahatlıkla telafi edilebilecek bir
rekabet farkı yaratmaktadır.
PLM
bu noktada şirketlerin akıl sermayeleri (Intellectual
Property) üzerine odaklanmalarına fırsat vermektedir. Elle
tutulur bir şey olmamakla beraber uzmanlara göre Akıl Sermayesi
en önemli rekabet unsurlarından biridir. PLM'in amacı akıl
sermayesini yönetmek ve geliştirmektir.
İşbirliği
artık tüm şirketler için bir olmazsa olmaz koşul haline gelmiştir.
Maliyet baskısı tüm tasarım ve imalat işlemlerini küresel
hale getirmiştir. Ana şirketlerde dışarıdan hizmet ve mal
tedariki artan bir eğilimdir ve artan ürün çeşitliliği ve
kısalan ürün yaşamçevrimleri karşısında yapacak fazla bir
şey de yoktur.
PLM
Çözümleri içinde yeralan muhtelif işbirliği araçları ile paydaşlar
daha etkin bir biçimde çalışıp, genişletilmiş işletme içindeki
tüm becerileri kullanabilirler.
Doğal olarak bir işletme PLM Çözümleri yanısıra başka uygulamalarıda
başka amaçlarla kullanmaktadır. Bunlara kısaca bir gözden
geçirip PLM Çözümlerini bu anlamda konumlandırmaya çalışalım.
CRM
(Customer Relationship Management-Müşteri İlişkileri Yönetimi)
uygulamaları müşterilerle ilgilenir; amaç müşteri memnuniyetini
artırmak; müşterileri değişik bölümlere ayırarak hem firmanın
müşteri hizmeti için kaynaklarını etkin kullanmak hem de gelir
ve karlılığı artırmaktır.
ERP
(Enterprise Resource Planning - Kurumsal Kaynak Planlama)
yazılımları bir işletmenin tüm maddi ve insani kaynaklarının
taktik ve operasyonel olarak planlanmasını sağlamaktadır.
ERP yazılımlarının temel amacı işletmenin işletme sermayesini
(nakitte, hammadde/yarımamul/mamul stoklarında veya alacaklarda
olabilir) optimize etmek yani minimum sermaye ile maksimum
işletme seviyesini yakalayabilmektir.
Tedarik
Zinciri Yönetimi (Supply Chain Management) Uygulamaları
ise müşteri-İmalatçı ve Yan sanayilerden oluşan zincirin toplam
verimliliğini artırmaya yönelik yazılımlardan oluşmaktadır.
PLM
Çözümleri ile bu uygulamalar bütünleştirilebilmelidir. Örneği
CRM uygulamasından gelen geri bildirimler tasarım sürecine
aktarılabilmelidir. Eğer konfigüre edilebilen bir ürün çıkardıysanız,
PLM Çözümleri müşterilerin kendi siparişlerini konfigüre edebilmeleri
için kullanılabilmelidir.
PLM
Çözümleri ile tasarım aşamasında oluşan ürün yapısı, ERP uygulamalarının
anaçatısını oluşturan Malzeme Gereksinim Planlama (Material
Requirments Planning) sistemlerine aktarılabilmelidir. Yapılan
mühendislik değişiklikleri lojistik sistemlerle konuşabilmelidir.
PLM
Çözümlerinin diğer ana uygulamalardan en önemli ayırdedici
özelliği nedir? PLM Çözümleri daha önce bahsedildiği gibi
buluş yapabilen aklı, yani insan sermayesinin çıktısını maksimize
etmeyi hedeflemektedir (yenilikçilik). Dolayısıyla elde edilebilecek
kazanımların sınırı yoktur ve rekabet stratejisi açısından
taklit edilemez veya zor taklit edilir niteliktedir. Maliyetleri
minimize etmeye çalışan uygulama setleri ise sınırlı ve kolayca
taklit edilebilen taktik kazanımlar sağlayabilmektedir (maliyetleri,
stok seviyesini en fazla sıfıra kadar indirebilirsiniz!).
Uygulamaların
bütünleştirilmesinde IBM'in stratejisi e-iş altyapısını etkin
bir biçimde kullanmaktır. Ayrıca Çözümlerimizin çoğunda, yaygın
olarak kullanılan komşu uygulamalar ile doğrudan bütünleştirme
sağlanmış durumdadır. Çözümlerimizin ilişkisel ve nesne tabanlı
yapısı bütünleştirmeyi kolaylaştırmaktadır.
Şimdiye
kadar incelediklerimizi bir tanımla toparlamaya çalışırsak
nasıl bir tanımla karşılaşırız?
-
Neden PLM?: İşletmenin iş kararlarını ürün ve ürün yelpazesi
ile ilgili tam bilgi ile verebilmek. Yani diyoruz ki PLM yaklaşımı
bir iş uygulamaları setini tanımlar ve özellikle bu yaklaşımı
ile bu uygulamalardan CAD/CAM/CAE uygulamalarını bir departman
çözümü olmaktan çıkarmaktadır,
-
Ürün içeriğinin geliştirilmesi ve tüm süreçlerle bütünleştirilmesini
sağlar ve bunu sadece işletme içinde değil tüm genişletilmiş
işletmede yapar. Bu bütünleştirme süreçlerin ve insanların
işbirliğini artıran çözümlerle özellikle Ürün Veri Yönetimi
yazılımları ile sağlanmaktadır.
-
Tüm bunları yaparken e-iş teknolojileride bir kaldıraç, bir
erkleyici olarak kullanılmaktadır.
Acaba
PLM Vizyonu ve Stratejisi başarılı olabilecekmi?
Biz
vizyona güveniyoruz sebebi ise bizce sağdaki şekilden anlaşılabilir.
Burada
müşteriye değer üreten süreçler ve yüz üzerinden oluşturulan
değerden aldıkları pay gösterilmekte.
Görüldüğü
gibi değerin % 85'i içinde ürün içeriği barındıran süreçler
tarafından ortaya çıkmakta.
Yani
PLM Çözümleri sadece kendi içinde değil diğer süreçlere kattıkları
değer itibarıylada çok önemlidir ve vizyon gerçekleşmeye adaydır.
|