Volkan Yıldırım Önder
Makine Mühendisi
www.volkanonder.blogcu.com
Haziran 2009, İstanbul
Kriz sırasında Amerika'nın dev otomobil firmalarının sıkıntısını hayret içerisinde izlemekteyiz. Aslında çok basit bir tasarım kavramı probleminin iflasa sürüklediğini söylesek yanlış olmaz.
Konuyu biraz daha açmak gerekirse; Pazarın talep ve beklentilerini karşılayamayan serbest piyasa koşullarındaki firmalar "pazara uygun tasarım" yapmadıklarında bu kadere razı olmak zorundadır. Problem sadece konsept olmadığı kesin; Hızlı karar verme ve piyasaya ürünü zamanında sunma konusunda da yaşanan sıkıntılar bulunmakta. Amerikan araba üreticileri Amerikan ve dünya insanlarının petrol fiyatlarıyla artışa gecen az tüketen çevreyi az kirleten vb taleplerini görmekte ve cevap vermekte geç kalmışlardır.
Sanat için sanat mı toplum için sanat mı?
Bu soru okurlarda münazara konularını vazgeçilmezidir. Firmalar ve tasarımcılar hep bu konuda bu cümleyi tartışıp durmuştur. Toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak tasarım ya da ürün mü yoksa firmanın tasarım çizgisinin devamı olan sanatının göstergesi olan tasarı mı?
Firmaları rakipler pazar maliyetler kanunlar kalifiye personel ihtiyacı vb birçok sorunla boğuşarak hayata kalmaktadır. "Müşteri kimdir?" sorusu 50 yıl önce işletme sahibiydi. 20 yıl önce pazarlama departmanı oldu. Son yıllarda ise "gerçek müşteri" tanımı ortaya çıktı. Üretilen ürüne para ödeyen ve en önemlisi onu başkalarına da tavsiye eden ya da yeren kişi oldu. Müşterinin de tek olmadığı, ortada gelir sınıfı ve beğeni gurupları çok ayrı bir bilim dalı olduğu bilinmektedir...
Bu durumda yapılan hata nedir?
Bazen üretici tasarımcı veya karar vericinin müşterinin kimliğiyle ilgili sorun yaşaması muhtemelledir. Başarıyı ve gelecekte var olmayı başarabilecek kurumlar ve kişiler değişime ve müşterin değişen taleplerine uyum gösterebilenlerdir. Burada gelecekte parlayan yıldız olacaklar ise müşterinin beklentisinin üstüne çıkıp ona sürpriz yapabilenler olacaktır.
Her kör satıcının bir kör alıcısı var mı?
Bu atasözü girişimcilere çok söylenir sen üret gerisini düşünme demek gibidir. Aslında her ürün gurubunun belirli bir müşteri olduğunu anlatan bu ata sözü şu anki piyasa koşularında hızla değerini kaybetmektedir. Artık ne satıcı kördür ne alıcı kördür. Aynı markanın aynı ürününün satıldığı fiyatları internet aracılığıyla birçok yerden karşılaştırabilmektedir. Ayrıca ürünü almış kullanmış memnuniyet duymuş müşterilere ulaşabildiği gibi sıkıntı yaşamış müşterilere de ulaşabilmektedir.
Bu koşullarda "kör alıcı" ve "kör satıcı" gittikçe azalmaktadır. Bu piyasa şartlarında "pazara uygun tasarım" yapmayan firmalar "kör satıcı" konumunda kalmakta ne kadar büyük olursa olsun pazarı yöneten halkın talep ve beklentilere uyum sağlamayarak pazarlarını ve gelecekleri kaybetmektedirler.
Pazara uygun tasarım nasıl yapılır?
Terzilik mesleği aslında tam bir pazara uygun tasarım işidir. Müşteriyi ölçer biçer, taleplerini dinler, istediği kumaşı ve aksesuarları onunla birlikte seçer ve onun talepleri dinler. Prova eder, taleplerini tekrar dinler. Tüm taleplerin dışında terzi sanatından bir şeyler katarak onun beklentilerinin üzerinde bir ürünü onunla anlaştığı fiyata müşteriye sunar.
Buradan bakınca aslında terzilik kişiye özel bir ürün yaptığı için fiyat performans ve müşteri memnuniyeti açısında mükemmeldir. Hiçbir hazır giyim eşyası kaliteli bir terzi elinden çıkan elbise kadar değerli ve güzel olamaz. Terzinin bir de markalaşmasıyla artık bir kreasyon bir sanat olur.
Kaynak: www.neubloc.com/news.asp?nid=5
Pazar ve tasarımcının buluşması
İşimiz veya ürünümüz ne olursa olsun. Tasarımcının eğer bir büroda ekranın başında oturup önüne konan dosyalarla ve kataloglarla yönetimin istediği ürünleri tasarlamaya çalışıyorsa sorununuz başlamış demektir. Bu sorun sadece sizin sorununuz değil, 100 yıllık firmaların batmasına neden olan bir sorunudur.
Nasıl yapalım da pazara uygun tasarım yapalım?
Rakiplerinizden bir fark oluşturmak için naçizane bir tavsiye de bulunak istiyorum; Tasarımcınızdan birisini bir uluslararası fuara götürün. Satış ekibinizle, en büyük müşterilerinizle görüşmeye gönderin. Müşteri şikayetlerini tamamına ulaşmasını sağlayın. Birkaç müşteri şikayetinin çözümü sırasında etkin görev verin. Rakiplerinizin ürünleri satan satıcılarla müşteri olarak görüşmesini sağlayın. Tüm bunları yaptıktan sonra ondan bir tasarım isteyin. Farkı siz de müşteriniz de tasarımcınız da görecektir. Krizler fırsat zamanlarıdır. Normal iş akışında fırsat bulamadığınız, sizi ileri adım artıracak çalışmalara büyük bir fırsattır...
Not: Uyguladığınızda ortaya çıkan sonuçları ve deneyimlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
|