Teknelerin katıldığı diğer bir etap ise Sprint etabi, bu parkurda ise onların, aynı arabaların drag yarışlarındaki gibi sıfır hızla başlayıp 300m'lik bir parkuru en kısa zamanda katetmeleri amaçlanıyor. Bu etapta yine kendi tasarımımız olan yüzeyi yaran pervane ve sevk sistemi ile yarıştık ve girdiğimiz tüm elemeleri birinci bitirmiş olmamıza rağmen son ayakta rüzgar yüzünden geç bitirip sıralamada 4. olduk.
Son etap ise endurance etabıydı. Bu etapta ise teknelerin 2 saat boyunca bir parkur etrafında tur atmaları isteniyor ve en çok tur atan ise birinci oluyordu. Slalom ve Sprint etaplarında yuksek hız ve ivmelenme öne çıkıyorken endurance etabında düşük hızdaki verimlilik ön plandaydı.
Solar Splash Yarışması'nın bizi heyecanlandıran zorluğu da bu üç etapta da yarışıp bunlardan puan toplamamız gerekmesiydi. Aynı tekneden hem yüksek hıza sahip olması, hem iyi manevra yapabilmesi hem de düşük hızlarda verimli hareket edebilmesi isteniyordu. Normalde bu özelliklerin her biri farklı tekne formlarıyla altından kalkılabilen problemlerken tek bir tekneyi uygun şekilde optimize edip bu üç özelliği de iyi bir şekilde sağlamaya çalışmak sandığımızdan çok daha zor oldu.
Başından beri düşündüğümüz şey, Nusrat'ı mümkün olan en yüksek yerli ekipman ve kendi tasarımımızla üretmemizdi. Tekne tasarımı ve imalatını tamamen biz yaptık. Dümen sistemleri ve pervane tasarım ve imalatını da yine tamamen yerli malzeme ile biz gerçekleştirdik. Gunes panellerimizden maksimum gucu almanin yaninda akulerimizi sarj eden ve herhangi bir sorun aninda panelleri veya akuleri bypass eden guvenlik onlemlerini, motor sürücü devremizi yine biz tasarlayıp ürettik. Bunları gerçekleştirebilmek için gerekli deney düzeneklerini ve simülasyonları yine tamamen biz yaptık. Bu açıdan bakınca da teknemiz tam anlamıyla bir "Türk Mühendisinin ve Türk Gencinin Emeği" oldu...
Teknemize verdiğimiz Nusrat ismini ise, Çanakkale Savaşı'ndaki kahraman mayın gemimiz Nusrat Mayın Gemisi'nden aldık. Bu ismi taşımak bizim için bir gurur olmasının yanında ciddi bir yüktü. Ülkemizi temsil ettiğimiz bu yarışmada, bu isme layık olabilmek için yarışma öncesinde çok ciddi bir test ve tatbikat sürecine tabi tuttuk teknemizi. Tüm sistemlerin tıkır tıkır çalıştığını görerek bu yükü taşıyabileceğimize karar verdik.. Ona layık olan dünya şampiyonluğu idi ama ilk katılımımızda dünya üçüncüsü olmuş ve bunun yanında beş farklı ödüle layık görülmüş olmamız içimizi bir nebze rahatlatıyor.
|
Nusrat'ın döşediği mayınlar 18 Mart 1915'te Çanakkale harekatının kaderini değiştirmiş, ona "dünyanın en ünlü mayın gemisi" unvanını kazandırmıştı. Nusrat'ın mayınları 639 kişilik mürettebatıyla Bouvet, onun ardından Inflexible ve Bolva zırhlılarını sulara gömmüştü.
Bahriye Nazırı Winston Churchill 1930'da "Revue de Paris" dergisinde olayı şöyle yorumlamıştır: "Birinci Dünya Harbi'nde bu kadar insanın ölmesine, harbin ağır masraflara mal olmasına, denizlerde onca ticaret ve savaş gemisinin batmasına başlıca neden, Türkler tarafından o gece atılan o incecik çelik halat ucunda sallanan yirmi demir kaptır."
|
Projeyi gerçekleştirirken maddi olarak kimlerden destek aldınız? Sponsor bulabildiniz mi? Projeyi gerçekleştirmek ne kadara mâl oldu?
Ülkemizde projeler yapmak ve araçlar üretmek isteyen çok sayıda mühendis ve bilimadamı var. Ancak fikirlerine destek bulmakta çok zorluk çekiyorlar. Bizce beyin göçü dediğimiz hadisenin de asıl sebebi bu. Ne yazık ki büyüklerimiz, gençlere çok fazla güvenmiyor ve fikirlerini desteklemeye değer bulmuyor. Yurtdışında bunun ülkemizdeki gibi olmadığını biraz da üzülerek gördük.
Yukarıda değindiğim gibi teknemizi tasarlamaya 2004 Mayıs ayında başlamıştık ve 2005 Haziran'daki yarışmaya katılabilmeyi hayal etmiştik. İlk yıl Yonca-Onuk Tersanesi bizi desteklemiş ve teknemizin kompozit üretimine başlamıştık ancak çalışmalarımızı sürdürebilmek için daha fazla desteğe ihtiyacımız vardı ve sponsorluk görüşmesi yaptığımız firmalardan başımız önümüzde dönüyorduk. Kendi öğrenci harçlığımızdan biriktirdiklerimizle hazırladığımız sponsorluk dosyalarımızı, teknemizi tanıtan diğer dökümanları firmalara veriyorduk ve çoğu zaman bize bir çay bile ikram edilmeden firmadan ayrılıyor ve sonrasında firmadan hiç haber alamıyorduk. 2005 yarışmasına, destek bulamadığımız için katılamadık...
|