Türkiye'de her dönem güncelliğini koruyan konulardan biridir "Neden kendi otomobil markamızı oluşturamadığımız." Çünkü, otomobillerle tanışan her genç neslin aklına ister istemez takılan bir soru bu.
Amerikalı, Alman, İngiliz, İtalyan, Fransız, İspanyol, Japon, Güney Koreli, İsveçli derken Rus, Çin ve Hintliler kendi markalarıyla dünyada at koşturuyor. Türkiye, bugün üretim ve pazar açısından dünyada hatırı sayılır bir noktada; ancak Devrim, Anadol gibi yarım kalmış projeleri bir kenara bırakırsak kendi adına bir marka geliştirememiş. Bugün, dünya devi markaların battığı, yeryüzünden silinmeye başladığı bir dönemde bu marka tartışması size ilginç gelmiş olabilir. Ancak, krizden fırsat doğduğunu da unutmamak gerekiyor.
Kaynak: http://medya.zaman.com.tr/extentions/e-zaman/pdf/pazar-2009-07-12.pdf (43,6MB)
Almanya'da haftalık tirajı bir milyona ulaşan Auto Bild dergisi geçen ay, sayfalarında ilginç bir otomobile birkaç sayfa yer ayırdı. Ankara'da geliştirilen prototip Etox, derginin ilgisini çekmişti ve okuyucularına bu modeli Türk spor otomobili olarak duyurdu. Üstelik dergi ekibi uçak, otel gibi tüm masraflarını da kendisi karşıladı. Yani, ortada bilinen anlamda bir PR, tanıtım etkinliği değil, adı Almanya'ya kadar uzanan bir başarı hikayesi var.
Hikayenin başrolünde çocukluğundan beri kendi otomobilini geliştirmeyi hayal eden Ercan Malkoç yer alıyor; "Benim tek istediğim kendime bir otomobil geliştirmekti, ancak iş biraz büyüdü." diyen Malkoç, süreç içerisinde Etox'un Türk otomobili projesi olabilecek hale geldiğini söylüyor. Etox'un 14 ayda 46 kişilik bir ekip tarafından sıfırdan geliştirildiğini belirten Malkoç, İstanbul Teknik Üniversitesi Otomotiv Teknoloji Merkezi, Alman TÜV gibi kuruluşlar tarafından fren, motor, çevre emisyon gibi 30'dan fazla testin gerçekleştirildiğini ve onay aldığını ifade ederek "Etox'a şasi numarası, plaka alabiliyoruz, yani resmi olarak yola çıkabiliyor, tüm onaylardan geçmiş durumda ve aynı zamanda yılda 499 adet üretim yapılabilecek şekilde kapasite iznimiz var." diyor.
|