Ürün
tasarımı ile birlikte prototip tasarım doğrulama testleri
başlar. Prototipler, gördüğünüz gibi, kendisine özgü prototip
"jiks"ler üzerinde yapılır. Bunlar, seri imalat
aparatları ve ekipmanları değildir. Ayrıca, teorik doğrulamanın
desteklenmesi ve kesinleştirilmesi amacıyla yol testleri
yapılır. Bu üründe aşağı yukarı yüze yakın geliştirme prototipi
ve milyonun üzerinde kilometre yapıldığını söyleyebilirim.
Çok önemli bir olgu da, neticede bu ürünler müşteriye gidecektir.
Biz, müşteriler arasında aklına, fikrine, bilgisine, tecrübesine
güvendiklerimizi davet edip, biraz da gizlilik ölçüsünde
müşteri doğrulama testleri de yaptırıyoruz ürünlerimizde.
Ürün
belgelendirme, hakikaten sektörümüzün bir sorunu. Bunun
için yurt dışına gitmek mecburiyetinde kalıyoruz. Yurt içinde
yetkili servislerin akredite olması ve bizim yurt dışına
giderek hem zaman hem para kaybına uğramamızın önlenmesi
devletten beklentilerimiz arasındadır. (Türkiye'den alınan
"tip onay belgeleri"nin birçok ülkede geçerliliğinin
olmayışı, bu onaylar için Avrupa onay kuruluşlarını kullanma
mecburiyetini doğurmaktadır. Ulusal teknik servis kuruluşlarının
akreditasyonu bir an önce sağlanmalıdır.)
Pilot
ve seri üretim fazına geldiğimiz zaman, artık ürünle ilgili
her türlü üretim hattı tüm ana ve yan postalarıyla birlikte
hazırlanmış, faal hale getirilmiştir. Bu arada şunu da söylemek
istiyorum, biz sadece ürünümüzü değil aynı zamanda prosesimizi
de özgün bir biçimde tasarlıyor ve geliştiriyoruz, bu noktada
yetişmiş çok önemli insan gücümüz var.
Kırkıncı
yılını idrak ettiğimiz şirketimizde 80'li yıllarda çok temel
bir karar verildi; biz bağımsız mı olacaktık, yoksa bir
ebeveynle birleşecek miydik? Bu noktada stratejik bir karar
verdik ve bağımsızlığa karar verdik. O zaman oldukça fazla
eleştirildik Ancak kendi özgün tasarımımızı kendi özgün
prosesimizi geliştirmek üzere kendi insan gücümüze, iç dinamizmimize
inanarak yola devam ettik. Bugün bunun faydalarını görüyoruz,
çünkü yaparak öğrenmek kadar güzel bir şey yok. Yaparken
öğrenebiliyorsunuz. Karar verme özgürlüğünüz sizi bazı hatalar
yapmaya itebiliyor ama bunun faturasını tecrübe birikimi
olarak tekrar muhafaza edebiliyorsunuz. Bu açıdan bütün
ürün ve proses kendi bünyemizde, ürün ve metot geliştirme
mühendisleri tarafından geliştirilmektedir.
Biraz
rakam vermek gerekirse, "Megastar" haddizatında
22 üyeli bir ailedir. Bunlar için aşağı yukarı 40 milyon
dolar yatırım yapılmıştır. 74'ü mühendis olmak üzere 233
kişi bu projede sürekli olarak çalışmıştır. Toplam 1325
kalem malzeme 190'a yakın firmadan temin edilmiştir.
1200
civarında kalıp aparat imal edilmiştir. Ayrıca Ar-Ge harcamaları
için, çok teşekkür ediyoruz, TÜBİTAK-TİDEB'den de destekler
sağlanmaktadır, bu çok önemlidir. Katma değer içerisinde
en kapsamlı olanı R&D'dir. Buna ne kadar destek verilse
azdır, çünkü bu insan gücünün yetişmesi demektir. Biz, açıkça
söyleyelim, kendi gücümüze inanıyoruz. Takip eden değil,
takip edilen olmak istiyoruz ve bu anlamda yaptığımız işlerle
kendimize güvenimiz sürekli artmaktadır.
|
Megastar
ürün hayat eğrisi |
Dünyanın
50 ülkesine ihracat yapıp teknoloji de
satıyor olduğumuza göre, bunun gelişmemesine bir sebep yoktur
diye düşünüyoruz. Hayat eğrisine baktığımız zaman şemada
gördüğünüz sadece üretim kısmı. Tabii ki müşterinin elinde
buna paralel olarak devam eden bir kullanım ömrü olacaktır.
Megastar'dan beklentimiz, 2021 yılına kadar devam edecek
ömründe 250.000-500.000 arasında araç üretip satmaktır.
Bu
vesileyle "Megastar"a bahtı açık olsun diyorum.
Beni dinlediğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum.
Sağ olun, var olun. Sorularınız varsa lütfen alayım.
Soru:
Ben bir şeyi çok merak ediyorum, "Megastar"ın
parçalarının yüzde kaçı yerli?
Muharrem
Erkan:
Şimdi şöyle söyleyeyim, belki biraz onu açmak lazım. Biz
milli bir şirketiz ama içine kapalı, yurt içinde kalan bir
şirket değiliz. Vizyonumuza baktığınız zaman, hedefimiz
dünya markası olarak varlığımızı sürdürmek. Dolayısıyla,
150' den fazla yurt dışı fırmayla birlikte çalışıyoruz.
Enternasyonal bir firma olma vasfımız var.
Yerli
kısmına baktığımız zaman, BMC bünyesinde aşağı yukarı yurt
dışından getirdiğimiz miktar %20 civarıdır. "Megastar"da
böyledir ama bu genel olarak BMC'nin tüm ürün yelpazesi
için geçerlidir. Üründen ürüne bu rakam değişmektedir, ortalama
rakamı verdim ve tabii dünya markası olmak için de temel
hedefimiz dış ticaret dengesini kurmaktır. Bu anlamda hedefımiz,
asgari, ürünümüzün %25'ini yurtdışına satmaktır. Niye bu
fark diyecek olursanız, %5, yan sanayiden aldığımız üründe
de ithal katkısı var, onu da kompanse etmek için.
Başka
bir deyişle bizim dünyaya ihtiyaç duyduğumuz kadar dünyanın
da bize ihtiyaç duyması temel amacımız. Ürettiğimiz ürünlerle
müşterimize ulaştığımız zaman, şunu çok iyi bilelim arkadaşlar,
hiç kimse kara kaşımız kara gözümüz için bizim ürünümüzü
almaz. Müşteriye ulaşmanın yolu, ona başkasından daha fazla
kazandırmanın yolunu bulmaktan geçer. Eğer siz, ürününüzle
müşterinize başka rakiplerden daha fazla para kazandırıyorsanız
o size gelir.
Soru:
Yan sanayi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Çeşitli yöntemleri
var, aynı soruyu Murat Bey'e de soruyorum.
Muharrem
Erkan:
Şöyle söyleyelim, haddizatında hiçbir şey bir anda ortaya
çıkmamıştır. Bütün bilim, insanlık tarihi boyunca gelişen
bütün bilim, hepimize kalan mirastır. Söylemek istediğim
şu; kırk yıllık bir tarihimiz var. Kırk yıllık tarihimiz
içerisinde 500'ün üzerinde firma geliştirmişiz, birlikte
var olmuşuz, aynı gemideyiz. İşte onlarla birlikte çalıştığımız
zaman sinerji oluşturma imkanımız var. Tek başına ana üretici
olmanın hiçbir anlamı yok. Bana sorarsanız, benim gücüm
birlikte çalıştığım arkadaşlarımdan geliyor. Tek başıma
bir şey ifade etmiyorum. Dolayısıyla BMC, yan sanayiyle
bir bütün. Şimdiye kadar, biraz önce de söyledim, aşağı
yukarı 15 yıllık tarih içerisinde 70 tane ana- ürün üretmiş.
Bunlardan 22 tanesi "Megastar". Bunun tecrübesiyle
her şey kolay oluyor, çok kolay oluyor. Ama bu yatırımı
yaptıysanız, bu tecrübe birikimine sahipsiniz.
Soru:
Gündüz Ulusoy, Sabancı Üniversitesi. Ticari araçların ürün
geliştirme sürecinde zaman içinde bir kısaltma sağlayabildiniz
mi? Örneğin iyi uygulamaları değerlendirmek gibi kurumsal
öğrenme yöntemleri kullanarak.
Muharrem
Erkan:
Tasarım süreci, aslında otomobil ve ticari araçta farklılık
arz ediyor. Otomobil ile ticari araç arasında gerçekten
vasıf olarak da çok büyük farklar var. Biz, BMC olarak ticari
araç ürettiğimiz için otomobil süreçlerinden bahsetmiyoruz.
Otomobilde süreçler giderek 24 aylara indi. Face-lift'lerle
birlikte de ürün ömrü 5 yılları geçmiyor artık. Ama ticari
araçta böyle değil.
Ticari
araçta bugün gelinen noktalarda, aşağı yukarı 5-6 yıl normal
geliştirme sürecidir, üretim süreci yaklaşık 20 yıldır,
bir o kadar da kullanım ömrü var. Her geçen gün bu süreçler
süratle kısalacak. Biz, gelecekteki stratejilerimize baktığımız
zaman 2 veya 3 platform sonrasını görebiliyoruz. Çünkü geliştirme
süreci 5-6 yılsa, ömür süreci de 20 yılsa, iki platforma
baksanız, üç platforma baksanız, beşer yıl faz farkıyla
en azından 20-30 yıla bakmanız gerekiyor. Denilebilir ki,
20-30 yıl içerisinde ne olacak? Olacağı kestirmek, gelecekle
ilgili hiçbir şey kesin değildir, önce bunu ortaya koymak
lazım. Gelecekle ilgili şeyler ancak tarihinize bakarak
tahmin edilebilir.
O
yüzden, hocama teşekkür ediyorum, otomotiv sanayiinin Türkiye
içindeki tarihçesini çok güzel özetledi, ben fevkalade faydalandım.
Dedim ki, o bilgi birikiminin üzerine biz de bir şeyler
inşa etmişiz. Hiçbir şey tesadüfen meydana gelmez. Onun
için geçmişin, tarihin mirasçıları biziz. Ama tarihi bizden
sonrakilere devrederken yüzümüzün akıyla devretmenin peşinde
olmalıyız.