Üretim tesislerinin yerleşimi ve malzeme elleçleme sistemleri bir şirketin üretkenliği ve karlılığını etkileyen ne önemli kararlardandır.
Yerleşim (layout) derken üretim makine ve donanımları, iş istasyonları, insanlar, her türden ve safhadan malzemelerin bekleme alanları ve malzeme elleçleme sistemlerinin fiziksel düzenlenmesinden bahsetmekteyiz. Her yeni tesis mutlaka bir yerleşim çalışmasına ihtiyaç duyacaktır. Ayrıca mevcut tesislerde ürün, malzeme veya süreçlerdeki değişimlerden ötürü ortalama her 18 ayda bir kapsamlı bir yeniden yerleşim planlaması yapılır.
Malzeme elleçleme, malzemenin bir yerden diğer bir yere taşınması anlamına gelir ki günümüzde tesislerde yoğun bir işgücünün yorucu taşıma görevlerinde kullanılma ihtiyacı modern malzeme elleçleme donanımları sayesinde ortadan kalkmıştır. Genel kural olarak malzeme elleçleme sistemlerine yapılacak yatırımın en fazla 2 yıl içerisinde (başka bir deyişle %50 ROI'ye sahip olmalı) işgücü, malzeme ve yönetim giderlerinden yapılacak tasarrufla kendi maliyetini karşılaması gerekmekte.
Yeni bir tesisin inşa edilmesi, bir şirketin alacağı en pahalı yatırım kararlarından biri olmakta ve tesisin yerleşim planı yıllar boyunca içinde çalışanları ve işletme maliyetlerini etkileyecektir. Tesis içi malzeme akışının optimizasyonu ile imalat maliyetlerinde büyük indirimler sağlanabilmekte. Malzeme akışı ortalama olarak iş kazalarının yarısının ve tüm işletme giderlerinin %40 ila %80'inin sebebidir.
Dolayısıyla yerleşim planı ve malzeme elleçleme altyapısının çok etkin şekilde tasarlanması gerekiyor. Bu gereksinim aşağıdaki durumlarda ortaya çıkar;
- Yeni tesis inşası,
- Yeni ürünün devreye alınması,
- Mevcut ürün tasarımının değişmesi,
- Maliyet azaltma,
- Üretim teknolojisinin yenilenmesi.
Bu yazımızda ekonominin mevcut şartlarını dikkate alarak maliyet düşürme yönünde toplamda "Dijital Fabrika" vizyonunu oluşturan analiz ve simülasyon araçlarının nasıl kullanılacağından bahsedeceğiz.
Analiz ve simülasyon; Fantezi mi, gerçek mi?
Üretim tesislerinde maliyet düşürücü yaklaşımların başında "Yalın Üretim" gelmekte. Yalın üretim sekiz ana başlıkta adına muda denen israf kaynaklarının şirketin her seviyesinden çalışanlarca tespit edilmesi ve önleminin alınmasını sağlayacak bir sürekli iyileştirme sisteminin oturtulmasını öngörür. Ayrıca son yılarda tesisin akışını hızlandırırken aynı zamanda stok ve işletme maliyetlerini düşürerek çıktıyla paralel olarak gelirin arttırılması yönünde bir düşünce sistemi olan "Kısıtlar Teorisi" de adını sıkça duyurmakta. Darboğaz odaklı bu yaklaşımda uygulanan yöntemler sıklıkla geleneksel maliyet muhasebesine aykırı olmakta. O yüzden bu yaklaşımın anlaşılması ve tatbik edilmesi "Sistemsel Düşünce"nin yönetim kademelerinde çok iyi benimsenmesini gerektirir.
İster yalın imalat, ister kısıtlar teorisi, ister modaya uygun bir sıfatı olmayan herhangi bir iyileştirme ya da maliyet düşürme öngörüsü olsun, akıldaki soyut fikrin en nihayetinde tesiste somut bir uygulamaya dönüşmesi gerekir. Burada en önemli sorun kâğıt kalem marifetiyle yapılan hesaplamaların ortaya çıkardığı uygulama planının henüz yeterince olgun olmaması. Yeterince olgunlaştırılmamış fikir imalat sahasında uygulamaya alınırken beklenti, üretim sırasında ortaya çıkacak sorunlara göre ilave düzeltmeler yaparak temel fikri zaman içerisinde olgunlaştırmaktır.
|