Michael
H. Heisenberg
Mak. Y. Müh.
Maysan A.Ş.
Nisan 2006, İstanbul
1.
GİRİŞ
İnsanlık
tarihi boyunca, çoğalan nüfus ve çeşitlenen ihtiyaçlar aynı
bir maldan çok sayıda üretilmesini gerektirmiştir. Bu ürünler
önce el ile teker teker üretilmiş sonra bunların çok sayıda
üretilme imkanları araştırılmış ve böylece basit de olsa kalıp
teknolojileri icat edilmiş ve geliştirilmiştir.
İlk
çağlarda örneğin Fenike, Roma, Antik Yunan devletleri ve diğerlerinin
bakır, gümüş ve altın gibi çeşitli madenlerden bastığı ve
bugün dünya müzelerini süsleyen paralar, basit kalıplarla
şekillendirilen ürünlere güzel bir örnek teşkil eder.
Sanayi
Devrimi önce döküm kalıpları ve daha sonra dövme kalıpları
ile hız kazanmış, onsekizinci ve ondokuzuncu yüzyıllarda silah
sanayileri kapalı kalıplarla dövme teknolojisinin gelişmesine
yol açmış, Goodyear tarafından kauçuğun vulkanizasyonunun
icadı ayakkabı, çizme, eldiven ve tekerlek lastiği kalıplarını
ortaya çıkarmış, yirminci yüzyılda otomotiv, plastik, tıp,
müzik plakları, havacılık, elektrik ve elektronik sanayilerinin
gelişimi hassas kalıp üretimini zorunlu kılarak bugün içinde
bulunduğumuz teknolojik seviyeye erişmemizi mümkün kılmıştır.
Daha
kırk sene evvel kalıpçılar kalıpları torna, matkap, freze
tezgahlarında kaba olarak şekillendirirler, sonra eğe, zımpara
taşı ve benzeri el aletleri ile kalıba son şeklini ve finisyonunu
verirlerdi; erkek ve dişi kalıbı birbirine alıştırmak için
renkli macunlar, 80 derece santigratta ergiyen Bizmut alaşımları,
kurşun levhalar, derişik olmayan asitler kullanırlardı. Dalma
elektro erozyon makinelerinin icadı plastik kalıbı yapımında
bir devrimdir. Ancak bu metot hassas ölçülerde çok sayıda
master elektrot yapılmasını gerektirmekte, elektrod aşınması
sebebiyle yine insan eline çok ihtiyaç duyulmakta idi.
Sonuç
olarak 1960 larda kalıpçılık halâ hem bir sanat hem de bir
zanaat idi. Kalıp mühendisliği henüz emekleme safhasında idi.
2.
CNC VE YAN BİRİMLERİNİN GELİŞMESİ
Altmışlı
yıllarda bankalar ve otomotiv şirketleri mainframe bilgisayarlar
yardımıyla muhasebe kayıtlarını tutmaya başladılar. 1980 den
sonra Workstation'lar üzerinde çalışan CAD programları ortaya
çıktı, daha sonra CAM programları yazılmaya başladı ancak
bu çalışmaların kalıp imalatında verimli ve uygun fiyatlarla
kullanılması doksanlı yıllarda gerçekleşti.
Bu
gelişmenin üç cephesi vardır; Birinci cephe CAD/CAM programlarının
basit, kolay öğrenilir yapıya kavuşması, nispeten ucuz workstationlar,
daha sonra da PC ler üzerinde çalışabilmesi, fiyatlarının
ucuzlaması; İkinci cephesi bu yazılımları kabul eden ve aldığı
komutları uygulayabilen tezgahların geliştirilmesi; Üçüncü
cephesi de manyetik hafıza birimlerinin beher megabayt başına
dolar bazında fiyatının düşürülmesi ve PC performanslarındaki
müthiş gelişimdir.
Bilindiği
gibi bir kalıp programını kağıt şerit hafıza kullanarak işletmek
de mümkündür ama bugün örneğin bir otomobil çamurluğu kalıbı
programının kağıt şeride yazılması ve bu şeritle tezgahın
çalıştırılması, hassasiyet ve zaman açısından kabul edilemez.
Dolayısıyla manyetik hafıza birimlerinin önemi gözden ırak
tutulamaz.
Benzer
şekilde ölçme tekniği elektroniğindeki gelişmeler (encoderler,
ölçü cetvelleri) olmasaydı, hassas kalıp yapılamazdı.
1982
yılında hard diski olmayan, 360 kilobaytlık diskette satılan
LOTUS programı kullanılarak tablo hesabı yapabildiğimiz masaüstü
bilgisayara, o zaman çalıştığım Şirket 12.000 Amerikan Doları
ödemişti. Bugünkü PC lerin performans / fiyat oranlarını hepimiz
biliyoruz. Bu PC lerde büyük parça işleme çizimleri yapılıyor,
bir kablo yardımıyla işleme merkezlerine data transferi yapılarak
en karmaşık iş parçaları ve kalıplar CAD/CAM kullanılarak
üretilebiliyor.
Takım
Tezgahları cephesindeki gelişmeler üç başlık altında toplanabilir:
Mekanik, Kontrol elektroniği ve Yazılım.
2.1.
Mekanik konusundaki buluşlar ve gelişmeler
Kalıp
işleyen tezgahlarda gördüğümüz mekanik gelişmelerin en önemlisi
bilyeli-vidalı mildir. Bilyeli-vidalı mil, uzun bir çubuğun
üzerine açılmış eşit adımlı vida oyuğu, bu oyukta çalışan
küresel bilyeler ve bilyeleri içinde hapseden bir somundan
ibarettir. Somun, vida boşluğunu sıfıra indiren bir yapıya
sahiptir.
Vidalı
mil iki ucundan yataklanır, bir ucundan bir elektrik motoru
ile (genelde ya adım motoru ya da fırçasız motor - Brushless
DC motor) ile döndürülür. Motorun arkasında dairesel enkoder
ve manyetik fren bulunur
Bilyeler
vida dış çapındaki oyuklar ile somun iç çapındaki oyuklar
arasında kapalı bir kanal içerisinde dolaşırlar. Bu sebeple
örneğin üniversal tornalarda diş çekmekte kullanılan ana milde
karşılaşılan kayma sürtünmesi bilyeli-vidalı milde yuvarlanma
sürtünmesine dönüşmüştür ve yuvarlanma sürtünme katsayısı
kayma sürtünme katsayısına göre çok küçük olduğundan vida
ve somun aşınması fevkalade azaltılmış, bunun sonucunda elemanların
ömrü ve hassasiyeti fevkalade artmıştır.
Bilyeli-vidalı
mil pek çok makinede hidrolik veya pnömatik silindirlerle,
kremayer-pinyon çiftleriyle gerçekleştirilen hareketleri,
elektrik motoru tahrikiyle daha ucuz, temiz, hafif, uzun ömürlü
ve güvenilir hale getirmiştir.
Takım
tezgahlarında bilyeli-vidalı mil dişlerinde olabilecek hatve
hataları hatvelerin çok hassas ölçümü ve elde edilen neticelerin
tezgah bilgisayarı hafızasına gönderilmesi suretiyle telafi
edilir ve 1 mikron seviyesinde hassas kızak ilerleme hareketleri
elde edilir. Bu hassasiyete kremayer veya başka yollarla erişilmesi
düşünülemez.
Dairesel
ve çizgisel enkoderler, elektronik özelliklerle desteklenmiş
mekanik yapılardır. Çizgisel enkoderlerin optik olanlarının
okuyabildiği boyut 0,1 mikron ise de rezolüsyonu (çözünürlüğü)
0,3 mikrondur. Dairesel enkoderlerin okuyabildiği en küçük
açı 0,001 derecedir yani 1 açı derecesinin binde birini okuyabilirler.
Mutlak
(absolute) enkoderler elektrik cereyanı kesildiğinde iş parçası
üzerinde takımın bulunduğu noktayı hafızaya gönderdiğinden,
artırımlı (incremental) tip enkoderler nazaran daha üstündür.
Tezgah
eksen hareket motorları mutlak enkoder ile kontrol altında
tutuluyorsa atölyede elektrik kesildiğinde tezgah stop eder
fakat takım konumunu hafızasında tutar, tekrar elektrik geldiğinde
bilgisayar ekranında işin kaldığı satırın başına giderek starta
basılır ve takım en son bulunduğu takım yolundan başlayarak
kalıbı işlemeye devam eder.
Mutlak
enkoderi olmayan tezgahlarda ise takım tüm programın en başına
giderek kalıbı yeniden oymaya çalışır. Bunun kalıpçılık açısından
zararları herkesçe bilinmektedir (ölçü bozulması, yüzey bozulması,
zaman kaybı vs.)
Fırçasız
DC motorlar (Brushless DC motor) rotorunda kuvvetli sabit
mıknatıslar ve statora tespit edilmiş Hall sensörleri bulunan,
elektronik sürücü devresi ile beslenen, genelde pozisyonlama
amacı ile kullanılan motorlardır. Bilgisayar Hall sensörlerinden
ve enkoderden aldığı sinyalleri mukayese ederek motorun tam
pozisyonlanmasını sağlar.
Modern
tezgahların kızakları bilyeli veya masuralı yataklarla teçhiz
edilmektedir. Vuruntulu ve ağır işlerde kullanılan tezgah
kızakları ise Hidrostatik tiptendir. Bunlarda sabit ve hareketli
kızak yolları arasına cebri olarak yağ basılır ve iki metal
kızak birbirine değmeden (arada 10 ila 3 mikron aralık kalarak)
birbiri üzerinde kayar; metal - metale sürtünme olmadığından
yıllar sonra kızaklar açıldığında görülen ilk raspa izleri
kızağın aşınmadığını ispat eder.
2.2.
Termal genleşmeler konusundaki gelişmeler
Bir
metre uzunluğundaki bir demir (dökme demir veya çelik) elemanın
sıcaklığı bir derece santigrat arttığında boyu 12 mikron uzar.
Tezgahı
teşkil eden elemanların şekli ve tespit noktası, ısıl genleşmelerden
doğan deformasyonların iş parçası üzerindeki negatif tesirleri,
tezgah konstrüktörlerini çok uğraştırmıştır. Yakın yıllarda
bilgisayar çizim programlarının ısıl genleşme ve yük altında
deformasyon analizlerini yapabilecek özelliklere sahip olması,
tasarımcıların ısıl genleşmeleri kontrol altına almalarını
kolaylaştırmıştır.
Kalıp
üretiminde genelde dik işleme merkezleri kullanılır. Tezgah
iş mili yatakları saatler süren fasılasız ve yüksek devirli
kalıp işleme operasyonu sırasında ısınır. İş mili gövdesi,
buna direkt akuple elektrik motoru sargılarının Ohmik dirençleri
ve silisli sac paketinin Foucault kayıpları sebebiyle ısınır.
Bu sırada motor ve aksamı küçük bir soğutma ünitesi tarafından
Freon / yağ sistemi ile soğutulur. İş mili kafası üzerinde
bulunan termokupller pek çok noktada sıcaklığı ölçerek çıkardığı
sıcaklık dağılımını bilgisayara besler. Bilgisayar bu datayı
işleyerek iş miline bağlı takımın aşağıya doğru ısıl tesirler
dolayısıyla yaptığı deplasmanı hesaplar ve iş mili kafasını
o kadar yukarıya kaldırır böylece takım ucunun (kalıba değdiği
nokta) uzay içindeki konumu CAD/CAM dataları ile uyum içerisinde
kalır.
Tezgahın
çalıştığı atölye içindeki hava sıcaklığı da 24 saat içerisinde
değişim gösterir. Örneğin sabah 08:00 de 20 derece santigrat
olan bina içi sıcaklığı öğleden sonra 28 dereceye çıkabilir.
Bu 8 derecelik fark 1 metre uzunluğundaki tezgah yüksekliğinin
96 mikron uzatmasına rağmen tezgahın yukarıda anlatılan sistemi
ve diğer tedbirler sayesinde toplam deformasyonu 6 ila 7 mikron
civarında kalmaktadır.
|