25.10.2005
Sayın Üyeler,
Maalesef bizler öncelikli olarak Y. Lisans, sonra İngilizce, sonra meslek ve sonra da hangi üniversiteden mezun olunduğuna göre bir şeyler öğrenme ve/veya geliştirme şansını yakalayabiliyoruz? Bu da sanırım bir şeylerin realitesi konusunda şüphe doğuruyor.
Türkiye'de 4 zamanlı Dizel Motor tasarımı ile; %100 Türk mühendisleri tarafından, 2 yıl gibi kısa bir sürede ve 10 kişilik bir ekiple TİDEB projesi olarak başarıya ulaştı ve ortaya Euro III, Intercooler, Turbo Şarjlı, SOHÇ, 16 V, 1400 d/d 'da 426 Nm, 2400 d/d'da 122 HP güç üreten 3 Silindirli bir motor ortaya çıktı! Bu projenin prototiplerini Motosan Motor Sanayi A.Ş. fabrikasında sanırım görebilirsiniz. Firma yakın zamanda seri üretime geçerek kendi reklamını/bilgilendirmesini zaten yapacaktır;
www.xalqqazeti.com/view.php?d=15593
www.motosan.com
www.bozkurtmodel.com
www.teknosistem.com.tr
Kaporta, lastik, jant, cam vb.. unsurlarda ise zaten kendi içimizde yeterliyiz. Analiz, CAD/CAM, CMM vb. konularda oldukça iyiyiz. Ancak enjektör ve pompa konusunda alternatif olan yerli bir firma bildiğim kadarıyla henüz yok?..
Mühendislik açısından kendimizi çok aciz hissediyoruz sanırım. ŞAE standartlarında yanma odası dizaynı hakkında makaleleri olan, bu konuda Dünyaca ünlü Türk Profesörlerimiz var. Ancak ne var ki bizim sanayicilerimiz "Yapılamaz" düşüncesiyle, böyle işlere girmekten korkmaktadırlar ve yapılmış örnekler ise onlara inandırıcı gelmemektedir.
Bunun aşılmasını sağlayacak olan, devamlı göz önünde olan ve ellerinde yüksek reklam ve yatırım gücü bulunan Türkiye'mizin otomotiv üreticileridir.
Bugün Ford Otosan, Hema Otomotiv, Mako, Uzel, Ditaş, Parsan, Renault, Tofaş vb. bir çok OTOMOBİL üreten fabrikalarda yerli CNC tezgahlar var ise, bir motorun Türkiye'de tasarlanan ve üretilen makinelerle bütün parçaları işlenebiliyorsa, sac kalıpçılığı konusunda denizleri aşmış isek, kendi motorumuzu en iyi seviyede dizayn edip/üretebilmiş ve piyasa lideri bir çok firmadan daha iyisini yapabilmiş isek; İhtiyaç halinde; "Yerli Otomobil tasarımı" konuşu; bunları birleştirmek - adapte etmek ve bir emisyon çalışması için yurt dışına ödenen para kadar sermaye yaratmaktan başka bir şey olmamalıdır.
Kısaca imkan, kabiliyet veya olanak açısından "yapamıyoruz" gibi bir şey söz konusu değildir. Yorumlarınızda bunu dikkate almanızı rica ederim; bu olumsuz bakış açımızla, farkında olmadığımız teknolojik gelişimlerin de körelmesine neden olabiliriz.
Saygılarımla
O. İlker Yılmaz
Mekanik Ar-Ge Uzmanı
Başak Traktör İş ve Tarım Makineleri San. ve Tic. A.Ş., Sakarya
25.10.2005
Tüm üyelere selam,
Ben ise tam aksine bunun amatörce bir yaklaşım olmadığını, işin tarif edildiği üzere çok da aman aman bir teknoloji içereceğini düşünmüyorum... Sonuçta bir araba tasarlanacak, temel parametreler belirlenecek... Aynanın katlanabilir olmasını elbette bir kinematik analize dönüştürüp araba hareket halindeyken bu aynanın üzerine gelen rüzgar yükünü CFD analizi ile bulup, malzemeler arasındaki sürtünme kuvvetinin bu rüzgar yükü ile yenilip aynanın hareket halindeyken katlanmasını önleyecek bir mekanizma düşünebilirsiniz...
Ama sonuçta tasarlanan katlanabilir bir ayna?.. İşi kompleks yapmak istersek bunu rahatlıkla yapabiliriz... Bence önemli olan kalede bir gedik açmak, Dünyanın yaptığı da bu zaten... Önce bir konsept araba düşünür; sonra zaman içinde detaylara girer; makul bir sürede de satılacak bir ürün haline getirisiniz...
Eğer buradaki amaç satış yapmaktan çok bir beyin jimnastiği yapmak, bir sinerji oluşturmaksa üyelerimizi buna katkı yapmaya davet ediyorum...
Geçenlerde üniversiteler arası güneş arabası yarışları yapıldı (www.turkcadcam.net/haber/2005-08-31.htmll) Eminim bu yarışlara katılan her grup bu tasarımlar esnasında çok şeyler yaşamış, tecrübe etmiş, sonuçta yarısı kazanamasalar bile ileriki meslek hayatlarında belki bambaşka işlerde kullanabilecekleri bir tecrübeye kavuşmuşlardır
Saygılarımla
Nuri Şaplakoğlu
25.10.2005
Değerli üyeler,
Otomobil üretmek mutlaka kolay bir iş değil. Fakat biz 50 yıl diğer ülkeleri seyrettik, "Nasıl olsa geride kaldık, ne yapsak boş" mantığını çok doğru bulmuyorum...
Karşımızda Hyundai örneği var. Bu Kore firması bu sektördeki diğer firmalara göre bu işe çok geç başlamasına rağmen şu anda önemli oyunculardan birisi. Bildiğim kadarıyla Tofaş bu sektörde Hyundai'den daha eski bir firma fakat şu an bu iki firmayı kıyaslama şansımız bile yok maalesef. Doğru planlanmış politikalar sayesinde Tofaş'ın bir Hyundai olması mümkün değil miydi?
Bu konunun sadece özel sektörün tek başına başarabileceği bir şey olduğunu da düşünmüyorum. Devlet, politikalarını bu doğrultuda yapmalı, Ar-Ge'ye bütçede çok daha fazla pay ayırmalı. Uzun süre kar amacı gütmeden bu işe yatırım yapmalı. Bence ancak bu şekilde bu büyük sektörde bir dünya markası ortaya çıkarabiliriz?..
Saygılarımla
Hakan Yıldırım
IVECO
25.10.2005
Değerli grup üyeleri,
Otomotiv sektöründe ürün geliştirmeci olarak 8 yıldır çalışıyorum. Belki bu sektöre girmeden önce sizler gibi düşünebilirdim fakat içinde bulunduğum ve tüm zorluklarını yaşadığım 2 büyük proje yaşadım. Bunun bir tanesi yerlileştirme projesi idi diğeri Türkiye'de tasarlanmış bir kamyon projesidir. Halen de bu kamyonun geliştirilmesi ve farklı versiyonlarının tasarlanması için çalışıyorum. Size en basit dille anlaşılır şekilde proje aşamalarını anlatmaya çalışayım:
Bu tür bir proje yapabilmek için çok geniş ve tam mesaili çalışacak bir kadro kurulması gerekir. Projenin konusunda çok uzmanlaşmış en az 2-3 projeyi başarı ile tamamlamış yöneticilerinin olması gerekir. Bu en tepe yöneticinin altında yine konularında uzmanlaşmış alt yöneticiler olması gerekir. Örneğin sası sistemi, gövde sistemi, aktarma organları sistemi gibi alt sistemler.
Yani organizasyonun 2. Kademesinden sonra bizzat çalışan ekipler kurulur. Örneğin koltuk ekibi egzoz ekibi gibi. Bu tür onlarca ekip bir çok ön çalışmadan, araştırmadan, piyasa araştırmalarından, maliyet analizlerinden sonra nihai ürünü tasarlamaya çalışırlar.
Aracın endüstriyel tasarım kısmından hiç bahsetmiyorum, bu da zaten başlı başına bir ciddi çalışma gerektiriyor.
Yapılan dizaynlar CAE analizleri ile önce sanal ortamda analizlere tabi tutulur ki en az maliyetle prototiplere başlanabilsin. Daha sonra prototipler yapılır üzerinde tartışılır, sorgulanır ve belki defalarca "cope" atılarak yeniden çalışılır.
Bir çok yol testi ömür testi, çarpışma testi, dayanım testi vs. Gibi testlerden geçirilir. Bu arada siz en iyi, en güvenli, en ucuz, en hafif, en ergonomik, en kolay seviş edilebilir, en kolay üretilebilir vs. Tasarımı yapmak zorundasınızdır. Geçen uzun sürecin sonunda yüzlerce hatta binlerce insanın kuruluşun (üniversitelerin-yan sanayilerin) emeği ile nihai ürün ortaya konur.
Yani kısacası bu amatörce bir yaklaşımla yapılamayacak kadar büyük bir iştir. En tecrübeli kişiler bile sürecin içinde sadece kendine ait olan kısımların detaylarını bilebilir.
Araç tasarımı fikrinden ziyade ben grup üyelerine küçük çalışma grupları kurarak illaki otomotiv diyorsanız mesela yeni bir hava emiş sistemi veya ne bileyim, kolay sökülüp takılabilen maliyetleri azaltan ve daha güvenilir olan kablo veya hortum tak çıkar sistemi. Çok farklı bir süspansiyon sistemi gibi, bilgi ve belgelere daha net ulaşabileceğiniz büyük maliyetler ya da organizasyonlar istemeyen ve sonunda patentini alabileceğiniz hatta tasarımınızı direkt üretici firmalarla paylaşabileceğiniz ürünler tasarlamanızı öneririm. Bu sizin gelişiminiz için de bu ülke için de çok daha iyi ve ulaşılabilir bir hedeftir...
Saygılarımla
Yavuz Kaya
Kamyon Ürün Geliştirme
Şasi Sistemleri
Ford Otosan
2003'de Ford Otosan ilk kez lisansı ve mülkiyet hakları
%100 kendisine ait bir kamyon ve dizel motor üretti; Ford Cargo, Ecotorq
26.10.2005
Değerli Grup Üyeleri,
"Yerli tasarım olan herhangi bir şey" fikri çok güzel. Bu iş bizim varlığımızın ve işgal ettiğimiz pozisyonun bir gereğidir diye düşünüyorum. Bu iş amatörce başlayan bir sivil toplum eylemi olabilir.
Elbette ticari olarak üretimin bir çok maliyeti ve zorlukları vardır. Ama bu işi amatör ruh için başlayıp sürdürebilirsek sonunda kazanan kesinlikle yine biz oluruz. Neleri bilmediğimizi, neleri öğrenmemiz gerektiğini görürüz, projeyi bitirmek için araştırır ve öğreniriz, yine bizim için iyi sonuç olur.
Bir işe hiç başlanmazsa, ne zaman ve kim yapacak bunu? Başlamak işin çok önemli bir parçasıdır. Bu sektör sanayi için anahtar konumdadır ve bunun gibi eylemlerle gelişir. Evet, Dünya'da bu işi yapan bir çok başarılı ve büyük firmalar var ama başlangıçta onlar da küçüktüler ve belki amatörce başlamışlardı. Yurt dışından daha ucuza alabiliyoruz diye böyle şeyleri göz ardı etmemeliyiz. Uçak sanayimiz şu an içinde bulunduğu konumu düşünün, diğer taraftan 1940'lı yıllardaki uçak üretimi yapan firmanın halen üretimde olsaydı hangi konumda olurdu.
Buna benzer bir eylemi C Programcılar Derneği kendi içinde yapıyor. Dünyada tekel konumda olan işletim sistemlerine karşı Türk İşletim Sistemi için yaklaşık 1-2 senedir çalışıyorlar, işleri çok zor ama başlanmazsa hiç olmaz.
Kullanılan yazılımlar bizim için bir yatırım avantajı ve üretim öncesi tasarımın tamamlanması için bir kolaylıktır. Programlar işi yapacak araçlardan biridir, nasıl yapılacağı ise bizlere kalmıştır.
Bugün bir otomobil, yarın hızlı tren, denizaltı, uçak, uzay aracı...
Bu iş için gönüllü olanların bir havuzda toplanarak, ön planlama yapılarak bir toplantı yapılmasını öneriyorum.
Saygılarımla
Cafer Gürsoy
Hacim Makina Kalıp Müh. Müş. San. ve Tic. Ltd. Şti.
İstanbul
26.10.2005
Değerli üyeler,
Kolayca bir ayna tasarımı yapabilirsiniz ama onu ilgili homologasyon değerlerine getirmek o kadar kolay olmayabilir. Ya da o aynadaki küçücük bir tasarım hatasından kaynaklanan rüzgar sesini bulmanız aylarca sürebilir. Bütün büyük otomotiv şirketlerinde sadece ayna ile ilgili çalışan, bu işe ömrünü vermiş insanlar vardır. Bu yaklaşım, o insanları küçümsemek demek ölür.
Tasarım yapmak zor bir iş değil, zor olan onu kusursuz bir şekilde yıllarca dinamik şartlarda işlevini ilk günkü gibi kaybetmeden çalışabilecek duruma getirmektir.
"Biz Türk'üz yaparız" demek çok yanlış. Her detay uzmanlık gerektirir. Batılıların çalışma şekli budur. Herkes bildiği ve uzmanlaştığı konu hakkında konuşur. Daha önce hiç bir fikir sahibi olmadığı bir konuda "sorun değil hemen hallederiz" demez...
Bu grupta cam, koltuk, vites kutusu, ateşleme sistemi, aydınlatma, kablolama, egzoz, fren vs gibi konularda çalışmış deneyim sahibi olan kaç kişi var?.. Eğer tüm konularda uzmanlaşmış kişiler varsa konunun oluru olmazı hakkında fikir yürütülsün...
Tekrar söylüyorum; otomotive meraklı olanlar otomotiv sektöründe çalışsın. Türkiye'de zaten dizayn yapılıyor.
Saygılarımla
Yavuz Kaya
Kamyon Ürün Geliştirme
Şasi Sistemleri
Ford Otosan
26.10.2005
Herkese merhaba,
Evet Türkiye'de otomobil yapılabileceğine inanıyorum. Bu otomobili de Dünyadaki benzerleriyle teknik olarak rekabet edebilecek şekilde yaparız. 1961'de imkanlar çok daha kısıtlıyken böyle bir otomobil yapılmıştı, şimdi neden yapılmasın ki?
Yalnız aklıma bir sürü soru geliyor:
* Neden böyle bir otomobil yapmak istiyoruz? "İşte biz bunu yapabiliriz" diye tatmin olmak, kahraman olmak için mi? Yoksa amacımız uluslararası düzeyde rekabet eden bir marka meydana çıkarmak mi? Fiyatıyla, kalitesiyle, sunduğu özelliklerle, Dünya çapındaki satış ve servis garantisiyle bir marka oluşturmaktan bahsediyorum.
* Bu işin yapılabilirliği nedir? Ekonomik (Bir otomobilden yüzlerce satmakla milyonlarca satmak arasında ciddi fark vardır), organizasyonel, marka oluşturma, pazara girme, konularında biz ne düşünüyoruz?
* Bizim otomobilimizin diğerlerine göre avantajı ne olabilir? Şimdiye kadar hiç düşünülmemiş bir konseptte bir araba yapabilir miyiz?
* Türkiye'nin otomotiv sanayinde hangi avantajları vardır? Önünde hangi fırsatlar vardır? Otomobili piyasaya sunmak için hangi olanaklardan faydalanabiliriz? Mesela iç piyasadan başlayabilir miyiz? Acaba savunma sanayinde ihtiyacımız olan bir ürünü üretip yurt dışına gidecek parayı yurt içine çevirerek bir avantaj elde edebilir miyiz? Ya da diyelim ki otomobil için üç-beş konuda çok iyiyiz. Mesela mükemmel koltuk tasarımı yapıyoruzdur-güvenlik ve ergonomide inanılmazızdır; ya da elektronikte çok iyiyizdir, akıllı arabalar yapabiliriz, makina konusunda çok iyiyizdir hareketli akşam inanılmaz başarılıdır. Onları tamamlayacak başka yetenekleri nereden bulabiliriz? Bu konularda stratejik işbirlikleriyle bir şey yapabilir miyiz?
* Dünya pazarında nasıl rekabet edeceğiz? Bizi bekleyen tehditler nelerdir?
Şimdilik teknik konulardan ziyade bunları konuşalım derim.
Saygılarımla
Elif Baktır
Teknolojik ve Kurumsal İşbirliği Merkezi (TEKİM)
Ankara
|